Akhilleus (Achilles) | Yunan Mitolojisi | Okur Yazarım
Mitoloji Yunan Mitolojisi

Akhilleus (Achilles)

Written by Okur Yazarım

Akhilleus’un Doğumu

Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri olan Akhilleus, bir ölümlü olan Teselya kralı Peleus ile su tanrıçası olarak bilinen Thetis’in oğludur.

Akhilleus

Akhilles(Akhilleus) – Johann Heinrich W.Tischbein (1751-1829) Landes Museum – Oldenburg

Çok güzel bir tanrıça olan Thetis’e, tanrılar tanrısı Zeus ve deniz tanrısı Poseidon aşık olur. Birbirleriyle yarışan tanrılar Thetis’ten bir erkek çocuk ister. Hatta Zeus, onunla evlenmeyi bile düşünür. Ancak bir anlatıya göre tanrıça Themis, bir başkasına göre ise ateş hırsızı Prometheus, Zeus’a Thetis’ten doğacak çocuğunun kendisinden bile güçlü olacağını söyler. Kendilerinden daha üstün bir gücün ortaya çıkışını engellemek isteyen tanrılar, dikkatle plan yaparak Thetis’in bir ölümlüyle (Peleus) evlenmesini sağlar. Thetis bu evlenmeyi oğlu Akhilleus için silah istemeye gittiği Hephaistos’a yana yakıla şöyle anlatır:

“Söyle Hephaistos, Olympos’ taki tanrıçalar arasında
Yüreği benim gibi acılı biri var mı?
Zeus bunlar arasında bir bana verdi acıları,
Bunca deniz tanrıçalarından bir beni verdi ölümlü kocaya,
Aiakos’un oğlu Peleus’a.
Katlandım bir adamın yatağına girmeye,
İstemeye istemeye, tiksine tiksine.”

Akhilleus’un Ölümsüzlüğü

Thetis ile Peleus’un evliliğinden 7 çocuk dünyaya gelir. Thetis, Peleus gibi ölümlü biriyle evliliğe katlanamaz ve çocuklarını da kendi gibi ölümsüz kılmak ister. Geceleri uyanarak, çocuklarını ateşin üzerine tutar ki gövdelerindeki ölümlülük tohumları yok olsun. Birçok çocuğu bu şekilde yanarak öldükten sonra sıra Akhilleus’a gelir. O gece Peleus uyanır ve Thetis’i Akhilleus’u topuğundan tutarak aleve verirken görür. Çocuğu son anda kurtaran Peleus, Thetis’i evden kovar. Tanrıça da denize dalarak uzaklaşır ve bir daha dönmez.

Akhilleus kurtulur ama dudakları ve sağ ayağının aşık kemiği yanar. Peleus, Akhilleus’u hekimlikte usta olan yarı at-yarı insan Kheiron’a götürür. Kheiron, o yanan kemiği, koşmakta üstüne olmayan bir devin iskeletinden aldığı bir kemik ile değiştirir. Akhilleus, bu sayede hızlı bir koşucu olur.

thetis-styx-irmagina-bebek-akhilleusu-daldiriyor-peter-paul-rubens1577-1640

Thetis dipping the infant Achilles into the river Styx – Peter Paul Rubens (1577-1640) – Boijmans Van Beuningen Museum – Rotterdam

Bu konuyla ilgili başka bir efsaneye göre; Thetis, Akhilleus’u ölümsüz kılmak için, ölüler diyarından geçen Styks nehrine bırakır.Thetis, bebeği suya daldırırken topuklarından tutuğu için bebeğin bedeninin o bölümü zayıf noktası olarak kalmıştır. Daha sonra ise Truva Savaşı sırasında Paris’in yayından çıkan zehirli bir ok Akhilleus’un topuğuna isabet eder ve ölmesine sebep olur.

Akhilleus’un Eğitimi

Akhilleus, eğitimi için yarı at-yarı insan olan Kheiron’a verilmiştir. Yunan mitolojisinde, sentor olarak da bilinen yarı at-yarı insanların en akıllısı ve bilgesi Kheiron’dur. Kheiron, Akhilleus’u savaş sanatının yanında, binicilik, at sürme, güzel konuşma, koşma ve müzik gibi diğer alanlarda da yetiştirir. Onu avladığı arslan, domuz, kurt ilikleriyle besler. Bu nedenle, Akhilleus, daha ufakken bile en ağır mızrakları, kılıçları bile kaldırma gücüne sahiptir.

Akhilleus, Kheiron’un gözetimi altında çok cesur bir savaşçı olarak ünlenmiştir. Fakat ölümsüz annesi onun Truva Savaşı’na gidecek olursa öleceğini bilmektedir. Bunun üzerine Thetis, oğlunun bir kız kılığına girmesini ve Kral Lykomedes’in Skyros adasındaki sarayında kadınların arasında saklanmasını sağlar. Yunanlar, Akhilleus olmadan Truva Savaşı’nda şanslarının az olduğunu bilmektedir. Bu yüzden bir an önce Akhilleus’un bulunmasını isteyen Agamemnon, Akhilleus’u bulma görevini, zekası ve kurnazlığıyla bilinen Odysseia’ya verir.

odysseusun-akhilleusu-farketmesi

Odysseus recognises Achilles amongst the daughters of Lycomedes – Louis Gauffier (1791)

Odysseia, Akhilleus’un saklandığı sarayı öğrenir ve saraya dilenci kılığıyla girerek, çeşitli kumaş ve elbiseleri ortaya döker. O sırada gösterişli kumaşları gören kızlar elbiselerle ilgilenirken Odysseia, aralarından Akhilleus’u bulmaya çalışır. Elbiselerin arasından savaşçılara layık çok güzel bir kılıç çıkar ve Odysseia, saraya bir saldırı varmış gibi bağırarak “Silah başına!” diye askerleri bağırtır ve saldırı borusunu çaldırtır. O sırada kızlar kaçışırken Akhilleus, refleksle elini kılıca atar ve kimliği ortaya çıkar. Akhilleus, bu olaydan sonra Truva Savaşı’na katılmak zorunda kalmıştır.

Akhilleus’un Öfkesi

Homeros’un İlyadası’nda, şiirin bütününde işlenen temel konu, Akhilleus’un öfkesidir. Onun Miken kralı Agamemnon ile kavgası, sonra da kavganın Troya(Truva)’yı kuşatan Akha Yunanları için kötü sonuçlarıdır.

Başkomutan Agamemnon, Yunan kahramanı Akhilleus’un savaş ganimetinden payına düşen Briseis adlı güzel tutsak kadını kendisine vermesini ister. Akhilleus, kendi payına düşen kadından yoksun bırakılmayı reddeder. Silahlı halk toplantısında bu istek kendisine bildirilince, Akhilleus, Agamemnon’a ağır küfürler eder. Akhilleus’un Agamemnon’a karşı öfkesinin asıl nedeni; hakkının bu şekilde gasp edilmesidir. Kendisi hiçbir çıkar gütmeden savaşır, didinir ama payı başkomutan alır.

“Kıyasıya savaşta benim kollarım görür en büyük işi
Ama bölüşmede payın en okkalısı sana gider
Hem onur payımdan olayım, hem burada kalayım, ha,
Mal, mülk sahibi edeyim diye seni?”

akhilleusun-ofkesi

Achilles angry Agamemnon lliad Mycenae Greek Greece – Peter Paul Rubens (1577-1640) – Flemish Belgian Belgium

Akhilleus, Agamemnon kendisinden özür dilemedikçe savaşmayıp çadırına kapanacağını ve çocukluk arkadaşı Patroklos hariç hiçbir arkadaşıyla da görüşmeyeceğini söyleyerek oradan ayrılır.

Akhilleus’un çekilmesi ile Yunanlar, Troya surları altındaki ovada üç kez yenilgiye uğrar. O vakte kadar hep saldıran Akhalar, savunmaya çekilmek zorunda kalmıştır. Bu yenilgiler arasında bir gece, Akhilleus’un çadırına Aias, Odysseus ve Phoiniks gelerek ona çeşitli armağanlar ve erdemler vaat ederler. Bunu reddeden Akhilleus, daha da ileri giderek ertesi gün yeniden denize açılıp yurduna döneceğini, kazanacağı ölümsüz şanın yerine silik bir ihtiyarlığın ardından ölmeyi yeğlediğini söyler.

Patroklos’un Ölümü

Daha sonra Patroklos, heyecan içinde gelerek şöyle der:
– “Akhilleus, sen duygusuz ve acımasız birisin. Bari omuzlarımı senin silahlarınla korumama izin ver. Tanrılardan dilerim ki Troyalılar beni sen sanıp savaşmaktan kaçsınlar, o arada bitkin Akhalar da bir soluk alsınlar.”

akhilleus-arkadasi-patroklosun-cadirinda-dinlenmekteyken

Ambassadors Sent by Agamemnon to Urge Achilles to Fight – Jean Auguste Dominique  (1801)

Akhilleus, kızgınlığını bırakmadan razı olur, der ki:
– “Hey! Dilerim tanrıdan ki Baba Zeus, Apollon, Athena, Troyalıların bir teki, Akhaların da bir teki, bütün bunların tümü ölümden kaçınamasın, biz ikimiz kalalım geriye.”

Akhilleus’un silahlarını kuşanarak savaş meydanına giden Patroklos, orada Hektor’la karşılaşır ve Hektor tarafından öldürülür. Akhalar, yasa boğulur. Olayı öğrenir öğrenmez Akhillus, iki eliyle ocaktan kül alır, başından aşağı döker, boylu boyunca yere uzanıp saçlarını yolarak toza toprağa bulanır.

Ve işte o zaman Akhilleus savaşa başlar.

patroklosun-olumu

Achilles Lamenting the Death of Patroclus – Gavin Hamilton (1723-1798)

Akhilleus ve Hektor

Bütün bu yaşananlardan sonra Akhilleus, savaş giysilerini kuşanır ve Agamemnon’la barışarak Patroklos’un intikamını almak için yola çıkar. Artık Akhilleus’un öfkesine karşı koymak imkansızdır.

Akhilleus, Hektor’la karşılaşıp teke tek dövüşmeye başladığında, her iki taraf da savaşmayı bırakarak iki savaşçıyı hayranlıkla izlemeye koyulur. Hektor, Akhilleus’un uzun zamandır savaşmadığını bildiğinden onu yormak ve güçten düşürmek için surların etrafında koşmaya başlar. Bir türlü Akhilleus’u güçten düşürmeyi başaramayan Hektor, kaçmaktan vazgeçerek hasmıyla dövüşmeye hazırlanır.

hektorun-olumu

Achille Slays Hector – Peter Paul Rubens (1577-1640) – Özel Koleksiyon-Freiburg

Akhilleus, büyük bir öfkeyle saldırır ve Hektor’u yere düşürür. Hektor’un son dileği, öldükten sonra bedeninin uygun bir şekilde gömülmesi olur. Ancak Akhilleus, bunu kabul etmez. Hektor’un topuklarını delerek, kayışlar geçirir ve kayışları Balios, Ksanthos ve Pedasos’un çektiği arabaya bağlar. Arabayla Hektor’un bedenini, şehrin surları etrafından sürükler. Bütün bunlara rağmen acısını dindiremeyen Akhilleus, her sabah şafakta kalkar ve Hektor’un cansız bedenini, Patroklos’un mezarı etrafından üç kez sürükler. Tüm bunlara rağmen tanrı Apollon’un yardımlarıyla, cesette en ufak bir çürüme ya da bozulmaya rastlanmaz.

akhilleusun-hektorun-olusunu-suruklemesi

Achilles dragging the dead body of Hector in front of the gates of Troy – Franz Matsch (1892)

Priamos’un Acısı

Zeus’un emriyle Hermes, gecenin karanlığında Priamos’un, Yunan karargahına gelip fidye karşılığında cesedi götürmek için Akhilleus’u ikna etmesini sağlar. Fidye olarak Hektor’un ağırlığınca altın ödenmesine karar verilmiştir. Altın denk getirilemeyince, olan biteni surların üzerinden izleyen Polyksena, kollarındaki bilezikleri vererek altını denkleştirir. Polyksena, bu asil davranışıyla Akhilleus‘un hayranlığını kazanır. Yunan savaşçı, daha sonra Priamos’a dönerek: “Polyksena’nın karşılığında size seve seve Hektor’u veririm. “Eğer benim onunla evlenmeme izin verir ve Helen’i Menelaos’a iade ederseniz, size söz veriyorum iki halk arasındaki bu savaş, hemen yerini barışa bırakacaktır” der. Priamos, bir müddet düşündükten sonra altın karşılığında Hektor’un cesedinin geri verilmesine ısrar eder. Ancak kuşatmayı kaldırırsa Polyksena’yla evlendireceğine söz verir. Akhilleus, anlaşmayı kabul eder ve Priamos, Hektor’un cesedini alarak oradan uzaklaşır.

kralin-hektorun-naasini-istemesi

Priam asking Achilles for Hector’s body – Alexander Ivanov (1824)

Akhilleus’un Ölümü

Polyksena’nın erkek kardeşi Troilos’u öldüren Akhilleus hakkında gizli planları vardır. Polyksena, kendine sırılsıklam aşık ettiği Akhilleus’un ölümsüzlük sırrını öğrenmeyi başarır. Genç kadının isteği üzerine Akhilleus, anlaşmayı onaylamak üzere Thymbralı Apollon Tapınağı’na gelir. Tapınaktan içeri girer girmez Deiphobos, onu selamlar ve dostça sarılarak tüm vücudunu kavrar. Tanrıya ait heykelin arkasına gizlenen Paris, zehirli bir okla Akhilleus’u sağ topuğundan vurarak yaralar. Akhilleus, yaralanmasına rağmen tapınakta ele geçirdiği meşalelerle kendisini cesurca savunmuştur. Bir çok Troyalı ile beraber tapınaktaki rahipleri de öldürmeyi başardıysa da yazgısına karşı koyamaz.

akhilleusun-olumu

Death of Akhilleus- Peter Paul Rubens (1577-1640) Boijmans Van Beuningen Museum – Rotterdam

Yararlanılan Kaynaklar

  • Arthur Cotterell ve Rachel Storm-Dünya Mitoloji Ansiklopedisi
  • Andre Bonnard-Antik Yunan Uygarlığı
  • Colette Estin-Yunan ve Roma Mitolojisi
  • Robert Graves- Yunan Mitleri
  • Andre Bonnard-Antik Yunan Uygarlığı
  • Donna Rosenberg-Dünya Mitolojisi
  • Azra Erhat-Mitoloji Sözlüğü
Click to rate this post!
[Total: 98 Average: 3.2]

About the author

Okur Yazarım

2016'nın Ekim ayından itibaren Sanat Tarihi, Mitoloji ve Sembolizm konularında yazılar yazmak üzere bir araya gelmiş küçük bir grubuz. Bu süre içerisinde sizlere okuduğumuz ve araştırdığımız konularda mümkün olduğunca doğru bilgiyi basit bir dille ulaştırmak için çabalıyoruz.

Leave a Comment