Tekke Mimarisi | Sanat Tarihi | Okur Yazarım
Sanat Tarihi

Tekke Mimarisi

Written by Okur Yazarım

Tekke kelimesi farsça olup, “barınak kapısı” ve “dayanma” anlamına gelir. Tekke, mimaride bir tarikat adına açılan ve o tarikata mensup dervişlerin toplandıkları, kendi ilkelerince sürdürülen töreleri,ayinleri yerine getirdikleri yapılardır.

Tekkelerin İşlevi ve İşleyişi

Tekkeler, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için bölgeye yayılan barınak merkezleri olmalarının yanında, çoğunluğu göçebe olan toplulukların yerleşik hayata geçmesine katkıda bulunmuştur. Bu yapılar her ne kadar dinsel işlevli inşa edilmiş olsa da aynı zamanda birer eğitim ve sanat merkezidir. Tekkelerde birçok sufi, bilgin ve sanatkar yetişmiştir.

Tekkeler sivil mimaride olduğu gibi harem ve selamlıktan oluşur. Harem, şeyhin ailesiyle birlikte yaşadığı, ayrıca tekkeye gelen hanımların ağırlandığı bölümdür. Bu bölümde şeyh hanımları, sohbet ve zikir gibi faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. Haremde, sofalar, odalar ve hela-abdestlik birimlerinin yanı sıra, tekkenin büyük mutfağından ayrı küçük bir harem mutfağı, küçük bir hamam ya da gusülhane bulunur. Selamlık ise şeyh odası, meydan odası, zakirbaşı odası, kahve ocağı gibi bölümlerden oluşur. Tekkede ikamet eden dervişler, genellikle selamlığın içinde yer alan derviş hücrelerinde barınırlar. Büyük tekkelerde, Bektaşilerce mihman evi (mihman=misafir), diğer tarikatlarda misafirhane veya mihmanhane denilen, erkek misafirlerin ağırlandığı birimler de genellikle selamlığın bünyesindedir.

Şeyh odası:  Erkek misafirlerin ağırlandığı, tasavvufi eğitimde önemli bir yeri olan sohbet ve meşk toplantılarının gerçekleştirildiği mekandır.

Meydan odası: Dervişlerin kendi aralarında oturup sohbet edebildikleri mekandır.

Zakirbaşı Odası: Mevleviyye dışındaki tarikatların ayinlerinde musikiyi idare eden zakirbaşının dinlendiği, misafir kabul ettiği ve musiki meşklerinin yapıldığı mekandır.

Kahve Ocağı: Selamlıkta sunulan kahvelerin kahve nakibi denetiminde hazırlandığı yerdir.

Mutfak: Mevlevihanelerde “ matbah-ı şerif”, Bektaşi tekkelerinde “aş evi”  olarak adlandırılan ve erkeklerin denetiminde olduğu için, daha çok selamlığın bünyesinde ya da onunla bağlantılı olarak tasarlanmıştır. Öte yandan, harem halkının ihtiyacına cevap verecek ölçekte tutulan harem mutfağı, büyük mutfaktan dönme dolaplar aracılığıyla hareme aktarılan yemeklerin ısıtıldığı, daha küçük kapsamlı bir mutfaktır. Büyük mutfağın tamamlayıcısı olan, erzağın saklandığı, Bektaşi tekkelerinde erzak evi denilen kiler; ekmeğin pişirildiği fırın (Bektaşi tekkelerinde ekmek evi); topluca yemek yenilen, mevlevihanelerde somathane adını alan” taamhane/yemekhane” ;şerbetlerin hazırlandığı “şerbethane” ; şehir dışındaki bazı tekkelerde görülen inek/koyun ahırı, kümes ve arı kovanı beslenmeye ilişkin diğer mekanlardır.

Hamam/Gusülhane: Hamam veya gusülhane harem ve selamlık bölümlerinde yer alan temizlenme mekânlarıdır. Burada helâ, çamaşırhane, su ihtiyacını karşılayan su haznesi, sarnıç ve kuyu temizliğe ilişkin birimler yer almaktadır.

Tekke Mimarisi

Tarikat yapıları mimari olarak tek bir tasarıma sahip değildir. Bunun sebebi tarikat yapısının dini tasavvufi olarak farklılaşmasının yanı sıra gelenek ve sosyal yaşam etkili olmuştur.  Böylelikle  tekkeler çeşitli şekillerde sınıflandırılmıştır. İlk sınıflandırma tekkelerin bağlı olduğu tarikatlara göre yapılmıştır.  Bağlı bulunulan tarikatların özellikleri mimariye de yansımıştır. Osmanlı dönemi tekkelerini, yerleşim düzenlerine göre üç grupta toplamak mümkündür.

I. Grup Tekkeler

Bu grubu oluşturan tekkeler yerleşim düzeni bakımından açık avlulu, revaklı Osmanlı medreseleri ve bunların bir türevi olan ortak avlulu cami-medrese gruplarıyla paralellik arz ederler. Sayıca sınırlı olan bu tekke tipinin yönetici sınıfa mensup baniler tarafından inşa ettirilmiştir.

Örneklerde ayin ve dervişler için ayrılmış hücreler avlu etrafında sıralanır. Hücrelerin önünde bir sıra revak bulunur. Revak, genelde tonoz veya kubbe ile örtülmüştür. 1. gruptaki tekkelerdeki diğer ortak özellik haremin dervişlerin kullandığı bina dışında bağımsız inşa edilmesidir. Tekkeler genelde külliyeye bağlıdır. Külliyede medrese inşa edilse de bazı tekkelerde dışa kapalı hücreler inşa edilerek eğitim yapılmıştır. Bunun sebebi eğitim farklılığından kaynaklanır.

I. grup tekkeler kendi içinde iki alt gruba ayrılmaktadır.  Bunlar A ve B alt gruplarıdır. A alt grubunda ayinlerin gerçekleştiği mekan herkesin kullanabildiği bir cami olarak tasarlanmıştır. Cami-tekke olarak nitelendirilen bu yapılara örnek olarak İstanbul Şeyh Vefa Tekkesi verilebilir.  B alt grubu ise ibadet mekanı olan mescid-tevhidhane, tekkede yaşayan dervişlerin, ayrıca muhiplerin ve ayinleri izlemeye gelenlerin kullanımı için tasarlanmıştır. Örnek olarak Gebze Çoban Mustafa Paşa Tekkesi verilebilir.

II. Grup Tekkeler

II. gruba giren tekkelerde ayin mekanı, bazen de buna bitişik olan türbe diğer tekke birimlerinden tamamen soyutlanarak şadırvan avlusunun kıble yönüne yerleştirilmiş, harem dışında kalan bölümler, avlunun diğer yönlerine serpiştirilmiştir. Dağınık yerleşimli küçük külliyeler oluşturan bu kuruluşların büyük çoğunluğunda harem bölümü avlunun çevresinden soyutlanmış, genellikle bağımsız bir bahçeye sahip olan bu bölüm ayrı bir girişle donatılmıştır. Bu yapıları kendi içinde iki alt gruba ayırmak mümkündür. A Alt Grubu Büyük çoğunluğu, aynı zamanda cami olarak kullanılmak üzere tasarlanmış olan bu örneklerde cami-tevhidhane binaları tek başına yer alır. B Alt Grubunda ise diğerlerinden farkı türbelerin ayin mekanlarına bitiştirilmiştir. Böylece söz konusu tekkeler mescit veya cami mimarisinin çerçevesinden çıkarak tarikat yapılarına has bir özellik kazanmıştır.

III. Grup Tekkeler

Osmanlı mimarisinde en fazla örnekle temsil edilen III. grupta ibadete ve ziyarete ilişkin bölümler , gündelik hayatın cereyan ettiği bölümlerin tamamı veya bir kısmıyla aynı kitlenin içine, fonksiyon şemasının gerektirdiği biçimde yerleştirilmiştir. Özellikle geç dönemde, tasarımları, cephe düzenleri ve ayrıntıları bakımından, bulundukları bölgenin ve inşa edildikleri dönemin sivil mimarisiyle büyük yakınlık gösteren bu yapılar-birkaç istisnaî örnek dışında-“ev-tekkeler” olarak adlandırılabilir. Tekkelerdeki eğitim-ibadet-barınma birlikteliğini gösteren önemli bir tasarımdır.

IV. Grup Tekkeler

Tam olarak hiçbir tipe girmeyen, karmaşık düzenli kuruluşlardır. Konya Mevlanâ Tekkesi , Nevşehir-Hacıbektaş Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi, Eskişehir-Seyitgazi Seyyid Battal Gazi Tekkesi, Selçuklu Dönemi’ne ait bir çekirdeğin etrafına, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde birçok birimin eklenmesi suretiyle, yüzyıllar içinde oluşmuş yığışımlı ve organik yapı topluluklarıdır. Revaklı avlular çevresinde toplanan birimleriyle I. gruba, ibadet ve ziyaret birimleri arasındaki yakın ilişkiden ötürü II-B alt grubuna, hemen bütün fonksiyonların, birbirine bitişen kitleler içinde toplanmasıyla da III. gruba yaklaşırlar.

 Yararlanılan Kaynaklar

  • Baha Tanman –  Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapıları
  • Mimar Fakir CAVLUN – Eyüp’te Ümmi Sinan Tekkesi Restorasyon Projesi
Click to rate this post!
[Total: 2 Average: 4.5]

About the author

Okur Yazarım

2016'nın Ekim ayından itibaren Sanat Tarihi, Mitoloji ve Sembolizm konularında yazılar yazmak üzere bir araya gelmiş küçük bir grubuz. Bu süre içerisinde sizlere okuduğumuz ve araştırdığımız konularda mümkün olduğunca doğru bilgiyi basit bir dille ulaştırmak için çabalıyoruz.

Leave a Comment