Sultanahmet Cami

0
732

Tarihçe

Sultanahmet Cami, Osmanlı’da At Meydanı, Bizans’ta Hipodrom olarak adlandırılan günümüzdeyse Sultanahmet Meydanı olarak bahsedilen alanda bulunmaktadır. İslam’ın en çok bilinen ibadethanelerinden biri olan Sultanahmet Cami’nin inşasına, Osmanlı Padişahı I. Ahmed’in emriyle başlanmıştır.

Sedefkâr Mehmed Ağa’nın mimarı olduğu caminin inşası 1617’de; diğer yapılar ise 1620’de tamamlanmıştır. Külliye; cami, hünkâr kasrı, sıbyan mektebi, medrese, arasta, hamam, dârüşşifâ, imâret-i âmire, tabhâneler, han, dârülkurrâ, türbe, sebiller, çeşmeler, dükkânlar, odalar, mahzenler, kahvehane ve evlerden oluşmaktadır. Bu yapılardan mahzenler, kahvehane, evler, dârüşşifâ (hamamı hariç), tabhâneler, hanla bir kısım dükkânlar ve üç sebil günümüze ulaşmamıştır. İstanbul’un en büyük yapılarından birisi olan külliye aynı zamanda klasik dönem Osmanlı mimarisinin en güzel örneğidir.

Sultanahmet gibi büyük bir külliyenin inşa edileceği bölgenin seçimi oldukça önemli bir konudur. Nitekim ilk olarak padişahın çevresindeki bazı kişilerin aklına Rüstem Paşa Sarayı’nın yeri gelmiş fakat sarayda kalabalık bir yerleşim olduğundan buradan vazgeçilmiştir. Daha sonra hem Topkapı Sarayı’na yakın olması hem de alanının geniş olmasından dolayı Ayşe Sultan Sarayı uygun görülmüştür. Otuz yük dinar halis ayar altın ödenerek alan satın alınmıştır.

Sultanahmet Cami, altı minaresiyle İstanbul’daki diğer Osmanlı camilerinden farklıdır. Minarelerin dördünde üç, diğer ikisinde de iki şerefe olmak üzere toplam on altı şerefesi vardır. Sedefkâr Mehmed Ağa’nın camiyi on altı şerefeli yapmasının sebebi, I. Ahmed’in, Osmanlı’da tahta geçen on altıncı padişah olmasıdır.

Osmanlı‘da yer alan altı minareli tek cami olması, Sultanahmet Camii’ni daha özel kılmaktadır. O dönemde altı minareye sahip olan tek cami Kabe’de yer aldığından, bu durum başlarda I. Ahmed’in eleştirilere maruz kalmasına neden olmuştur. Eleştiriler üzerine I. Ahmed, çareyi Kabe’de bulunan camiye yedinci minareyi eklemekte bulmuştur.

Plan Özellikleri

Plan Şeması

Sultanahmet Cami, harim ve avlu olmak üzere iki eş parçadan oluşmaktadır. Merkezi planda inşa edilen cami, Klasik Osmanlı’da gördüğümüz revaklı avlu şemasındadır. Kareye yakın bir plana sahip olan cami, yüksek bir subasman üzerindedir. Bu durum Sedefkar Mehmet Ağa’nın “boyutta büyüklük, heybet ve ihtişam” fikrini destekler niteliktedir. Ayasofya’nın karşısında daha büyük ve heybetli bir caminin inşası gayet anlaşılabilir bir durumdur.

Sultanahmet Cami tasarımı, Osmanlı cami mimarisi ile Bizans kilise mimarisinin 200 yıllık sentezinin zirvesini oluşturmaktadır. Özellikle komşusu olan Ayasofya’dan bazı Bizans esintileri içermesinin yanı sıra geleneksel İslami mimari de ağır basar ve klasik dönemin son büyük camisi olarak görülür.

Bu önemli caminin merkezi kubbesi, dört büyük fil ayak üzerine oturur. Sivri kemer ve pandantifle geçişi sağlanan kubbe, dört yönde birer yarım kubbe ile yanlardan genişletilmiştir. Yarım kubbeler mihrap yönünde iki, diğerlerindeyse üçer eksedrayla bir kademe daha genişletilmiştir.

Harime giriş biri kuzeyde, ikisi yanlarda olmak üzere üç kapıdan sağlanır. Caminin pencereleri ise altı sıra halinde düzenlenmiştir. Altı minareli camide, minarelerin dördü harimde, ikisi ise avluda yer alır.

Taşıyıcı Ögeler

Sütunlar

Caminin revaklı avlusunda toplam yirmi altı sütun bulunmaktadır. Bu sütunların her biri incelendiğinde başlıklarının mukarnas tipi olduğu görülür. Avlunun ortasında bulunan şadırvandaysa altı sütun kullanılmıştır. Ayrıca şadırvandaki sütunlar da mukarnas başlıklıdır.

Yan dış cephelerde toplam yüz otuz altı sütun bulunmaktadır. Ayrıca yan dış cephenin birinde, yirmi altı alt revakta ve kırk iki de üst revakta olmak üzere toplam altmış sekiz sütun vardır.

İç avluyu oluşturan duvarın abdesthane kısmındaki sütunların, dikdörtgen formlu ve baklava başlıklı olduğu görülmektedir. Ayrıca abdesthanenin üstündeki revak sütunları da sekizgen formlu olup baklava başlıklıdır.

Camiyi oluşturan yan dış duvarındaki sütunların her biri silindir formludur. Alt revaklardaki sütunların her biri mukarnas başlıklara sahipken üst revaklardaki sütunların başlığı ise baklava tipindedir.

Caminin içinde toplam altmış dört adet sütun vardır. Bu sütunlardan on tanesi hünkâr mahfilini, on dört tanesiyse müezzin mahfilini taşır. Bunun dışında Sultanahmet Cami içerisindeki tek sekizgen formlu sütun, müezzin mahfili sütunlarıdır. Diğer sütunlar silindir formludur. Geriye kalan kırk sütun ise caminin mihrap duvarı hariç üç yönde olmak üzere taşıyıcı elamanları olarak görevlerini sürdürür.

Fil Ayaklar

Sultanahmet Cami’nin ihtişamlı ana kubbesini ve kemerlerini taşıyan silindir şekilli dört fil ayağı vardır. Bu fil ayaklarının her birinin genişliği beş metredir. Galerilerde toplam sekiz adet olmak üzere, bu fil ayaklarının minyatürleri kullanılmıştır. Minyatür fil ayakları orta galerilerde ikişer adet kullanılırken; arka saflardaki köşe galerilerde de birer adet kullanılmıştır.

Payandalar

Sultanahmet Cami’nin altı minaresi de dış cepheden yükselerek kaideleriyle birer payanda görevi görür. Ana kubbeyi taşıyan dört fil ayak ise dış cephede ağırlık kuleleriyle son bulur. Bu şekilde ana kubbe ve kemerlerin üzerindeki baskı en aza indirilmiştir. Ayrıca camide ağırlık kulelerinden aşağıya doğru basamak şeklinde inen payandalar mevcuttur. Bu payandalar, ikisi caminin yanında biri kıblede olmak üzere üç duvarda görülmektedir. Kıble duvarında ise toplam dört payanda bulunur. Ortadaki payandalar yanlardakine göre daha küçüktür. Bunun dışında caminin yan duvarlarında ise minarelerin payanda görevleri haricinde iki adet payanda cami yan duvarlarını üç parçaya bölmektedir.

Caminin ana kubbesi ile her bir ağırlık kulesine ikişer adet uçan payanda bağlanmıştır. Yani toplamda kubbe ve ağırlık kuleleri arasında sekiz adet uçan payanda vardır.

Sonuç olarak Sultanahmet Camii’nde sekizi uçan payanda olmak üzere toplam on altı adet payanda olduğu ve bu payandalar sayesinde bu şahane caminin dayanıklılığının arttırıldığı görülür.

Caminin üstten görünümü

Geçiş Ögeleri

Bir üst örtü elemanı olarak eski çağlardan beri kullanılan kubbe, eğrisel tasarımı sebebiyle kare veya dikdörtgen planlı bir alt yapıya uyum sağlamakta güçlük çekmektedir. Kareden daireye geçişte meydana gelen boşluklar ise “tromplar” (küçük yarımküre), “pandantifler” (konkavüçgen), “Türk üçgenleri” veya mukarnas denilen geometrik geçiş elemanlarıyla doldurulur. Sultanahmet Cami’nde bu geçiş ögelerinden pandantif ve mukarnası görmek mümkündür.

Pandantifler

Sultanahmet Cami’nde pandantif örnekleri ilk önce revaklı avluda görülür. Revak kubbelerinin cümle kapısı üzerindeki kubbe haricinde tüm kubbelerinin geçişlerinde pandantif kullanılmıştır. Caminin dış revaklarında da geçiş ögesi olarak yine pandantife rastlanır. Harimde ise en büyük pandantif örnekleri ana kubbeye geçişte kullanılmıştır. Daha sonrasında ise ana kubbenin dört bir yanında bulunan yarım kubbelere de pandantifle geçilmiştir.

Mukarnaslar

Mukarnas ilk önce camiye girerken cümle kapısının üstündeki kubbeye geçişte kullanılmıştır. Cümle kapısında da mukarnaslı kavsara olduğu dikkatlerden kaçmaz. Daha sonra harime girildiğinde ise yarım kubbelerden eksedralara geçişte kullanıldığı görülür. Eksedralara geçişin her biri mukarnasla sağlanmıştır.

Üst Örtü Sistemleri

Tonoz

 Caminin dış revakların ortası çift katlıdır. Bu çift katlı revakların üstü tonozlarla örtülmüştür.

Revak Kubbeleri

Sultanahmet Cami’nin iç avlusunda toplam otuz revak kubbesi vardır. Bu revak kubbelerinden sadece cümle kapısının üzerindeki kubbe diğer kubbelere göre daha yüksektedir. Yan dış revaklarda da ortada çift katlı revak olmak üzere iki yanda üçer kubbe, yani altı kubbe vardır. Bu durum iki yan dış revaklar için de geçerlidir. Yani dış revakları ve iç revaklarda toplam kırk iki revak kubbesi görülür. Ayrıca bu hesaba iç avluda bulunan şadırvanın üstündeki küçük kubbeyi de ekleyecek olursak, toplamda kırk üç adet kubbeden bahsedebiliriz.

Yarım Kubbe ve Eksedralar

Sultanahmet Cami ortada ana kubbe, ana kubbenin biraz aşağısında dört bir yanda yarım kubbeler ve bunların da aşağısında mihrap yönünde iki, diğerlerinde ise üçer çeyrek kubbe denilen eksedralar ile üst örtü sistemini tamamlar. Ayrıca ağırlık kuleleri ve bu kulelerden aşağıya doğru basamak halinde devam eden payandaların, caminin üzerindeki kısımlarının üstünde de kubbe vardır.

Ana Kubbe

Tüm Osmanlı camilerinde en önemli unsurlardan biri olan kubbe, Sultanahmet Cami’nde de kendisini muazzam şekilde göstermeyi başarır. 43 m yüksekliğindeki cami ana kubbesi, 23,5 m çapındadır.

Kemerler

Sivri Kemer

Sultanahmet Cami’nde sivri kemer kullanımı ilk önce iç revaklı avluda karşımıza çıkar. Ayrıca iç avlunun ortasında bulunan şadırvanda da sivri kemer olduğu görülür. Bunun dışında harimde, ana kubbeyi taşıyan kemerler de sivri kemerdir.

Yuvarlak Kemer

Eksedraları taşıyan kemerler ve ana kubbedeki pencere kemerleri yuvarlak kemer olarak karşımıza çıkar.

Kaş Kemer

Üst mahfilleri taşıyan kemerlerin ve hünkar mahfilinin kemerleri kaş kemer şeklinde yapılmıştır.

Süsleme Programı

Çiniler

Sultanahmet Cami’nin iç kısmı, büyük bir emek sonucunda tamamlanabilmiştir. Caminin süslemeleri, İznik’te elli farklı lale desenine sahip yirmi binden fazla çiniden oluşur. İznik’teki çiniciler tarafından yapılan bu muhteşem çinilerin üzerinde çiçekler, meyveler ve servilerin bulunduğu görülür. Tüm bu çiniler de masmavi, huzurlu ve ihtişamlı bir görüntüyü meydana getirmiştir.

Sultanahmet Cami’nin alt sıradaki pencerenin üstünden başlayarak, üçüncü sıra pencerelerin altlarına kadar duvar yüzeyleri çinilerle kaplanmıştır. Özellikle mahfil duvarlarında bulunan çiniler, gözü yormayacak şekilde yerlerini almışlardır. Panolar halindeki düzenlemelerde en önemli kompozisyonlar kuzey mahfil duvarında görülmektedir. XVI. yüzyılın ikinci yarısı ile XVII. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenen çiniler sır altı tekniğinde yapılmıştır. Ayrıca büyük çoğunluğunu natüralist desenler oluşturmakla beraber değişik kompozisyonlara sahip çiniler de görülmektedir. İznik ve Kütahya’dan gelen çinilerin gelişim çizgisinin bir arada izlenebildiği bu camide, 21.000’den fazla çini kullanılmış olup elliden fazla değişik kompozisyonla karşılaşılmaktadır. Sultanahmet Cami’nde yaprak, çiçek , ağaç ve geometrik motifli olmak üzere dört çeşit çini görülmektedir.

Kalem İşlemeler

Sultanahmet Cami’nin avlusunda, cümle kapısının üzerinde bulunan kubbede daha zengin olmak üzere, bütün revak kubbeleri ve pandantiflerinde kalem işi süslemeler görülür. Caminin üst mahfilleri İznik çinileri ile kaplanmıştır. Bu kaplamalar, bitiminden hemen sonra yerini kalem işlemelerine bırakır.

Duvar satıhları, kemer yüzeyleri ve kubbe içleri yazı da dahil olmak üzere kalem işlemeleriyle süslenmiştir. Kalem işi süslemelerinde çiçek ve yaprak motifleri daha ağırlıklı olarak kullanıldığı görülmektedir. Caminin içerisinde bulunan yazıların Diyarbakırlı Hattat Seyid Kasım Gübari’ye ait olduğu bilinmektedir.

Sedef Kakma

Sultanahmet Camii’nde de pencerelerde, cümle kapısının kanatlarında ve minberde sedef kakma örnekleri görülmektedir.

Ahşap İşleme

Sultanahmet Camii’nin ana giriş kapısında da ahşap işleme örneğine rastlamak mümkündür.

Yararlanılan Kaynaklar

“Sultanahmet Cami” isimli çalışma Sanat Tarihçisi Alican Kuyucu tarafından hazırlanmıştır.

Click to rate this post!
[Total: 32 Average: 4.8]

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz