Bilecik Orhan Gazi Camii | Osmanlı Sanatı | Okur Yazarım
Erken Dönem Osmanlı Sanatı Osmanlı Sanatı Sanat Tarihi

Bilecik Orhan Gazi Camii

Written by Okur Yazarım

İnşa Tarihi: Tarihi kaynaklarda Murad Hudavendigar devrine ait olduğu kaydedilirse de Orhan Bey zamanında yapıldığı kabul edilmektedir.

Konumu: Bilecik Orhan Gazi Camii, Edebali Türbesi’ne yaklaşık 50 metre uzaklıktadır. Bilecik Orhan Gazi Camii’nin asıl minaresi ise 30 metre uzaklıkta bir kayanın üzerine inşa edilmiştir.

Mimari Tanımı

Bilecik Orhan Gazi Camii, Edebali Türbesi’ne 75 m uzaklıkta dik bir tepenin kenarındaki kayalar üstüne kurulmuştur. Kademeli olarak yapılan sağlam taş istinat duvarları ile desteklenmiştir. Tarihi kaynaklarda Murad Hudavendigar devrine ait olduğu kaydedilirse de Orhan Bey zamanında yapıldığı kabul edilmektedir. Yapı II. Mahmud döneminde 1814’te bir onarım geçirmiş, muhtemelen 1889 yılında II. Abdülhamid zamanında çifte minare ilave edilerek günümüzdeki haline ulaştırılmıştır.

Plan Özellikleri

Kaynak: Oktay Aslanapa – Osmanlı Devri Mimarisi

Bilecik Orhan Gazi Camii, boyutları 17,35 × 16,50 metre olan kareye yakın dikdörtgen planlı bir düzenlemeye sahiptir. Harim, masif duvarların üzerine kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Kalın köşe duvarları üstüne oturtulan sivri kemerlerin taşıdığı kubbeye geçişte basit üçgen yüzeyler kullanılmıştır. Harim duvarlarının iç kısımları birer eyvan gibi oyularak daha geniş bir iç mekan elde edilmiştir.

Yapının son cemaat yeri günümüzde mevcut değildir. Planı ve dış görünüşü oldukça sade olmasına rağmen Osmanlı mimarisinin abidevi camileri içinde ilk örneklerden biri olarak önemlidir. Harim duvarlarının iç kısımları birer eyvan gibi 2,40 m derinliğinde oyulmak suretiyle daha geniş bir iç mekan elde edilmiş, duvarların kitlesel görüntüsü hafifletilmiştir.

Caminin ön cephesinin iki yanındaki yüksek kürsülü, silindirik gövdeli, tek şerefeli taş minareler üslup bakımından yapının mimarisine uymamaktadır. 1882 tarihli fotoğraflarda minareler mevcut değildir. Bu iki minare ahşap son cemaat yeriyle birlikte daha sonra inşa edilmiş olmalıdır. Yapının orijinal minaresi kuzeyde bir kaya üzerine yükselmektedir. Taştan kısa kalın gövde üzerine üç sıra mukarnaslı şerefesi ve tuğla peteği ile harap minareye Şeyh Edebali Türbesi’ne çıkan merdivenden geçen, evvelce korkuluğu olan bir yoldan sapılarak gidilirdi.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Oktay Aslanapa – Osmanlı Devri Mimarisi
  • islamansiklopedisi.org.tr
  • https://www.kulturportali.gov.tr/
  • Öne Çıkan Görsel – Murat Değirmenci(Flickr)
Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

About the author

Okur Yazarım

2016'nın Ekim ayından itibaren Sanat Tarihi, Mitoloji ve Sembolizm konularında yazılar yazmak üzere bir araya gelmiş küçük bir grubuz. Bu süre içerisinde sizlere okuduğumuz ve araştırdığımız konularda mümkün olduğunca doğru bilgiyi basit bir dille ulaştırmak için çabalıyoruz.

Leave a Comment