Anadolu Selçuklu Sanatında Siren Figürü | Okur Yazarım
Anadolu Selçuklu Sanatı Sanat Tarihi

Anadolu Selçuklu Sanatında Siren Figürü

Written by Okur Yazarım

Siren baş kısmı kadın gövdesi kuş şeklinde olan fantastik bir hayvandır. Siren kelimesinin de farsça (otuz renk) anlamına gelen (sireng) ten geldiği söylenir.

Siren figürü Türk sanatında yapılarda uygulanan bir motiftir. Bekçi, koruyucu, tılsımlı hayali bir yaratık olarak başta İslam el sanatlarında olmak üzere Anadolu’da da çok sık kullanılmıştır. Sirenler, tıpkı sfenkslerde olduğu gibi yapılara koruyucu, uğur, talih getirici görevler yüklenmişlerdir. Siren, saray, kale, türbe gibi sivil ve dini eserlerde yer alan bu yaratıklar bulundukları esere uygun sembolik değer kazanırlar. Türbelerde ruh kuşu veya ölünün ruhuna refakat eden kuştur. Kalede ve saraylarda siren hâkimiyet, koruyucu, nazarlık, tılsım sembolü olarak kullanılmıştır.

Gazne Sarayına Ait Duvar Kabartması

Anadolu Selçuk sirenlerinin kaynağını daha önceki Gazne, Fatimi, İran Selçuk gibi İslam sanatı örneklerine bağlayabiliyoruz. Bazıları Anadolu Selçuk örneklerinden daha erken olan Ermeni sirenleri de tipik İslam Türk sanatı özellikleri gösterir. Şu halde tesirini aynı kaynaklardan alan bu figürler İslami örneklerle birlikte Anadolu Selçuklularına etkide bulunmuş yani bir aracı vazifesi görmüştür.

Seramik Tabak (İran)

Anadolu Selçuklu’da Siren

Anadolu Selçuklularında siren figürü örnekleri genel olarak benzer özellikler göstermektedir. Figürde, Türk tipi dolgun yanaklı iri badem gözlü iri yassı burunlu küçük ağızlı yüzler dikkati çeker. Saçlar boyun hizasında dışa kıvrılma ile son bulur. Gövde pul motifli, kuyruk ise yelpaze şeklinde dilimlidir. Bütün siren kabartmalarında rastladığımız taç tasvirlerinde Anadolu Selçuk insan kabartmalarından tanıdığımız bir özelliktir.

Siren figürü, taşıdığı kozmolojik anlam sebebiyle Anadolu Selçuklu sanatının birçok alanında uygulama bulmuştur.  Figür, çok yoğun olarak kullanılmamakla birlikte günümüze gelebilen örnekler; Konya Kalesi ve Alâeddin Sarayı alçılarında, Niğde Hüdavent Hatun Türbesi ve Kalesinde, Kayseri Karatay Han portalinde görülmektedir. Siren, mimari yapıların cephelerinde kullanıldığı gibi Kubadabad Sarayı çinilerinde de hayat bularak sarayı zenginleştiren unsurlardan biridir.

Günümüze gelebilmiş en önemli siren figürü, Niğde Hüdavent Hatun Kümbeti’nde yer almaktadır. Kümbette kabartma tekniği ile işlenen sirenlerin gövdeleri profilden, başları ise cepheden verilmiştir. Sirenler, iri badem gözlü, kaş hattında birleşen yassı uzun burun ve küçük ağızlarıyla Orta Asya yüz tipine uygun olarak tasvir edilmiştir. Sirenlerin gövdeleri pul motifiyle işlenmiş olup kanat kısımları ejder başı ile sonlanmıştır. Başlarında üç dilimli taç yer alan sirenlerin kuyrukları yelpaze şeklinde dilimlidir.

Niğde Hüdavent Hatun Kümbeti

Niğde Hüdavent Hatun Kümbeti’nde yer alan sirenler sembolik olarak ölen kişinin ruhuna refakat eden unsur olarak yorumlanabilir. Sirenlerin arasında yer alan rozetler ise bu yolculuk sonunda varılacak son durağı temsil etmektedir.

Günümüzde Konya İnce Minareli Medrese Müzesi’nde sergilenen taş kabartma üzerine işlenen siren, Orta Asya yüz tipi, volütlü saçları ve yelpaze şeklindeki kuyruğuyla Anadolu Selçuklu özelliklerini tekrar etmektedir.

Konya İnce Minareli Medrese Müzesi

Konya Aleaddin Köşkü’nde arabesk zemin üzerine işlenmiş siren, benzer şekilde Orta Asya yüz tipine ve üç dilimli başlığa sahiptir. Buradaki tek fark Anadolu Selçuklu sirenlerinde ortak olarak görünen yelpaze kuyruğun bu sirende tekrarlanmamış olmasıdır.

Bir diğer örnek Kayseri-Malatya yolu üzerinde inşa edilmiş Karatay Han’ın avlu kapısında, hayat ağacının altında koruyucu bekçi hayvanı olarak tasvir edilmiştir.

Sirenler başta Kubadabad Sarayı olmak üzere pek çok çini süslemede de karşımıza çıkmaktadır. Başlarında taçları ve üzerlerinde sultana benzer lacivert, patlıcan moru kaftanları bulunan sirenler, süslü kuyruklarıyla duvarları süsler. Sirenler; büyülü, tılsımlı, koruyucu, uğur getirici yaratıklar olarak kabul edilmişlerdir.

Kubadabad Sarayı

    Yararlanılan Kaynaklar

  • Alsan, Şenay, Türk Mimari Süsleme Sanatlarında Mitolojik Kaynaklı Hayvan Figürleri (Orta Asya’dan Selçuklu’ya), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırma Enstitüsü, Doktara Tezi, İstanbul 2005.
  • Öney, Gönül,  Anadolu Selçuklularında Heykel-Figürlü Kabartma ve XIV-XV. Asırlarda Devamı, Cilt III, Ankara 1966.
  • Öney, Gönül, Anadolu Selçuklu Mimari Süslemesi ve El Sanatları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1988.
Click to rate this post!
[Total: 3 Average: 4]

About the author

Okur Yazarım

2016'nın Ekim ayından itibaren Sanat Tarihi, Mitoloji ve Sembolizm konularında yazılar yazmak üzere bir araya gelmiş küçük bir grubuz. Bu süre içerisinde sizlere okuduğumuz ve araştırdığımız konularda mümkün olduğunca doğru bilgiyi basit bir dille ulaştırmak için çabalıyoruz.

Leave a Comment