Kuzey-Güney Doğrultusunda Derinlemesine Yönelen Camiler | Okur Yazarım
Anadolu Selçuklu Sanatı Sanat Tarihi

Kuzey-Güney Doğrultusunda Derinlemesine Yönelen Camiler

Written by Okur Yazarım

Harim mihrap eksenine göre uzunlamasına düzenlenmiştir. Üç veya beş sahınlı olarak düzenlenen harimde orta sahın diğerlerine göre daha yüksek ve geniştir. Köşklü ve Bazilikal olmak üzere iki ayrı plan tipi şeklinde uygulanmıştır.[1]

Köşklü Camiler

Derinlemesine yönelen sahınlardan oluşan köşklü camilerin en büyük özelliği orta sahının merkezinde bir aydınlık açıklığı bulunmasıdır. Köşk gibi vurgulanan bu öğeler yapıya fark katar.

Erzurum Ulu Camii (1179)

Diğer bir adı Atabey Camii olan yapı, 1179 yılında Saltuklular’dan Nasreddin Muhammed tarafından yaptırılmıştır.Dikdörtgen planlı cami, mihrap duvarına dikey 7 sahından oluşmakta, 16’sı bitişik 40 paye üst örtüyü taşımaktadır. Mihrap önü dört payenin taşıdığı kubbe ile örtülüdür.Mihrap önündeki kubbe 1960 yılında geleneksel Erzurum evlerinde görülen kırlangıç tekniğinde ahşap malzemeyle örtülüdür.[2]

Caminin en ilginç yönü orta eksendeki piramidal olarak dizilmiş altı sıra mukarnas dizisinden oluşan aydınlık bölümüdür. Bu kısım cami iç avlusunun bir sembolüdür, köşklü camileri geleneğinin bir uygulamasıdır.Caminin orta avlu mahiyetindeki aydınlık bölümü mukarnas dizilerinden oluşmaktadır.[3]

Kayseri Ulu Camii

Cami, XII. Yüzyılın ikinci yarısında Danişmendliler tarafından yaptırılmıştır. Derinlemesine gelişmiş, mihraba dik uzanan 5 sahınlı bir plana sahiptir. 1205 yılında yapılan tamir sonucu batı duvarının bir kısmı içeri çekilmiş ve minare eklenmiştir.Mihrap önü kubbesi ve ortadaki avlunun sembolü olan kubbeli ışıklık Büyük Selçuklu geleneğini bir anlamda sürdüğünü gösterir. Bu kubbeli alanlar dışında yapı tonoz örtülü ve incelikli bir taş işçiliğine sahiptir.[4]

Kayseri Kölük Camii (1135-1142)

XII. Yüzyılda yapılmış bir Danişmendli yapısıdır. Cami, Danişmendliler zamanında 1135-1142 yılları arasında Melik Nizâmeddin Yağıbasan tarafından yaptırılmıştır.Yapı 1134-1135 yıllarında gerçekleşen depremden sonra Kölük Şemseddin tarafından onarılmış ve Kölük cami adını almıştır. Cami medrese birleşiminin Anadolu’daki en erken örneğidir.[5]

Yapının planı mihraba dik 5 sahınlı, mihrap önü kubbeli olarak düzenlenmiştir.Yapı, tromplu mihrap önü kubbesi ve ortadaki aydınlık kubbesi ile Kayseri Ulu Camisi’ne yakın plan özellikleri barındırır ve ayrıca batı tarafındaki medrese ile birlikte yapının cami medrese tipinde olduğu söylenebilir.Mihrap önü kubbesi haricinde ortada aynı eksende ikinci bir küçük kubbe Büyük Selçukludaki orta avlu fikrinin devamı gibidir.[6]Süsleme bakımından caminin portali önemlidir zira klasik Selçuklu portallerinin tüm elementlerini barındırır.[7]

Kayseri Huand Hatun Camii (1238)

Alaeddin Keykubad’ın eşi ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Huand Hatun tarafından yaptırılmıştır ve 1238 yılında tamamlanmıştır. Cami mihrap önü kubbesi, eyvan, küçük açıklıklı orta nef gibi özellikleriyle Malatya Ulu Camisi’ne benzer. Simetrik planı kuzeybatı köşesine eklenen sekizgen kümbet yüzünden bozulmuştur. Köşeler ve yanlardaki masif kulelerle cami, bir kale görüntüsü içindedir.[8]

Huand Hatun Külliyesi, cami, medrese, hamam ve kümbetiyle ilk Anadolu Selçuklu külliyeleri arasındadır. Batıdaki abidevi portali, geometrik süslemeleri ve mermer kitabesiyle dikkat çeker.[9]

Kayseri Hacı Kılıç Camii (1249)

I. Keykavus zamanında 1249 yılında yaptırılmıştır. Burada camiyle medrese ortak bir avlu etrafında yerleştirilmiştir. Cami, güney tarafta kalmaktadır. Huand Hatun Camii’nde de olduğu gibi kalın taş duvarlara ve köşe kulelerine sahiptir. Caminin planı mihrap duvarına dik olarak düzenlenen beş sahından ibarettir. Orta sahın, diğerlerine göre daha yüksek ve geniştir. Mihrap kısmı ise kubbeyle vurgulanmıştır.[10]

Mihrap, daireli planlı ve mukarnaskavsaralıdır. Mihraba, girift geometrik süslemeler hakimdir. Köşelik üzerinde bulunan Zengi düğümü süslemedeki güney etkisini göstermektedir. Benzer motifler, Konya Alaeddin Camii taçkapısı ve Karatay Medresesi’nde de görülür.[11]

Akşehir Ulu Camii (1213)

1213 yılında yapıldığı kabul edilen derinlemesine yönelen yamuk planlı bir camidir. Plan, sonradan değişikliğe uğradığı için yamuktur. Orijinal plan mihrap duvarına dik beş sahından oluşuyordu. Mihrap önü kubbesinin kapladığı orta sahın diğerlerine göre daha geniş tutulmuş sonradan ise bu sahın ikiye bölünmüştür.[12]

Onarımlar sırasında caminin mozaik mihrabı ortaya çıkarılmıştır. Firuze ve patlıcan renklerle yazı kuşakları ve geometrik kompozisyona yer verilmiştir.[13]

Sahip Ata Camii

Ünlü Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali’nin yaptırdığı Konya’daki külliyesi; cami, türbe, hankah, hamam, çeşme ve dükkanlardan oluşmaktadır. Esas yapı XIX. yüzyılda yanmıştır. Eski camiden sadece kıble duvarı, mihrap ve anıtsal portal günümüze gelmiştir. Bugünkü yapı, mihraba dik uzanan yedi sahından meydana gelmiştir. Ortadaki sahın biraz daha geniş tutulmuş ve mihrap önü kubbesiyle aynı eksende ortada, aydınlık feneri bulunmaktadır. Portal, taş, tuğla ve çini mozaik bakımından eşsizdir. Portalin iki yanındaki minarelerden soldaki yıkılmıştır. Çini mihrabı döneminin en özellikli olanlarından biridir.Cami ahşap direkli, ayaklar ve başlıklar üzerinde ahşap kirişleme çatı ve toprak dam ile örtülüdür.[14]

Beyşehir Eşrefoğlu Camii (1299)

1299 yılında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılan cami, ahşap direkli Selçuklu camilerinden biridir. Yapının harim kısmı orta sahını daha geniş ve yüksek tutulmuş olan, mihrap önü kubbesi ve aydınlık feneri bulunan yedi sahını mihraba dik plana sahiptir. [15]

Yapının kuzeydoğusu pahlanmıştır. Caminin doğusunda baninin sekizgen gövdeli, konik külahlı türbesi bulunmaktadır. Altı sıra halinde 48 mukarnas başlıklı ağaç direkli direkli caminin cephesinde kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır.Mukarnaslı ahşap sütun başlıkları, konsol araları ve kirişlerdeki kalem işleri süsleme bakımından dikkat çekmektedir.Orta neftekiaydınlık kısmının altında kar kuyusu açılmış olması, orta avlu fikrinin bir devamı niteliğindedir.Caminin güneybatı köşesinde yüksekte yer alan ahşap korkuluklu hünkar mahfili ile mihrap önünü ana mekandan ayıran ağaç şebekeler oldukça niteliklidir.Mihrap önü kubbesi sırlı tuğla ve çinilerle kaplıdır. Mihrap, Selçuklu çini mihraplarının en büyüğü ve görkemlisidir. Geometrik ve bitkisel motifler ile yazı kuşaklarına sahiptir.[16]

Bazilikal Camiler

Mihraba dikey gelişen 3 veya 5 sahından oluşan harim oluşur. Bunların örtü sistemi bazen düz ahşap tavan şeklinde bazen de tonoz ve mihrap önü kubbesi kullanılarak uygulanmıştır.Bu plan tipi Anadolu’da bol olarak görülen Ermeni, Gürcü ve Bizans Dönemi bazilikalarından ilham almış ve İslam dünyasında ilk kez Selçuklularda gelişmiştir.XIII. yüzyıl Anadolusu’nun daha yaygın cami örnekleri bu tipte görülür.[17]

Divriği Kale Camii (1181)

Mengücekli Süleyman tarafından 1181 yılında Megaralı Hasan bin Firuz’a yaptırılmıştır. Mihrap duvarına dik uzanan üç sahınlı olarak düzenlenmiştir. Daha geniş olan orta sahın beşik tonozla, yan sahınlarsa dörder kubbeyle örtülmüştür.[18]

Portal süsleme bakımından çok önemlidir. Yapı malzemesi taş iken, portalde tuğla malzeme süsleyici amaçla kullanılmıştır. Taş, tuğla süslemelerin yanı sıra firuze rengi çini süslemeler de görülür.[19]

Divriği Ulu Camii (1229)

Mengücekliler’in en önemli yapısı olan Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi, birbirinin yanında bitişik olarak konumlanmaktadır. 1229 yılında inşa edilen yapının banisi Ahmet Şah’tır, şifahane ise eşi Melek Turan adına yapılmıştır.Cami mihrap duvarına dik uzanan beş nefe ayrılmış ve 16’sı orijinal olan 25 çeşit tonoz ve kubbeyle örtülmüştür. Mihrap önü kubbesi belirgin olarak dıştan da piramit bir çatıyla vurgulanmıştır. Daha geniş ve yüksek tutulan orta sahında taç kapıların giriş eksenlerinin kesiştiği bölümde bir aydınlık feneri – ışıklık bulunması iç avlu geleneğini devam ettiren bir motiftir.[20]

Sanatçıların incelikle yaklaşarak ele aldığı her iki yapının da mimarı Ahlatlı Hürrem Şah’tır. Yapıya dışarıdan farklı işçiliğe sahip dört abidevi portal hakimdir. Doğudaki Selçuklu portal, kuzeydeki barok portal, batıdaki ince işlemeli tekstil portali ve şifahanenin gotik özelliklere sahip portali farklı süslemelerin üsluplarını aksettirir.[21]

Büyük Selçuklu ştuk süslemelerinin taşa geçmiş biçimlerini yansıtan yapının kitabelerinden anlaşıldığı üzere caminin süslemeleri yakın coğrafyalardan gelen birçok sanatçının tarzının bir sentezi niteliğindedir.Yapı bütün olarak hem mimari özellikler hem de taş ve ağaç işçiliği ile Anadolu Türk mimarisinde ayrı bir yere sahiptir.[22]

Niğde Alaeddin Camii (1223)

Alaeddin Keykubad zamanında 1223 yılında yaptırılmıştır. Banisi Abdullah bin Beşare’dir. Derinlemesine 3 sahından oluşmakta mihrap önündeki kubbenin her iki yanında birer kubbe daha bulunmaktadır. Geri kalan kısımlar tonoz örtülüdür. Klasik bir Anadolu camisinin tüm unsurlarını barındırır.[23]

Yapı çok iyi bir kesme taş işçiliğine sahiptir. Yapının doğudaki taçkapısı klasik bir Selçuklu taçkapısı olarak yapıya hakim durumdadır. Kuzeydoğudaki minare orijinaldir ve kaide pahlanarakpubuç kısma geçiş sağlanmıştır. Caminin tam orta sahınındaki iç avlu fikrini devam ettiren aydınlık feneri kısmı bulunur.[24]

Ankara Arslanhane (Ahi Evran) Camii

Asıl yapım tarihi bilinmeyen yapının 1290 tarihli onarım kitabesi inşasına dair fikir vermektedir. Caminin planına bakıdığında, dört sıra ahşap ayağın mihraba dik olarak beş sahın yarattığı görülmektedir. Orta sahın, diğerlerinden oldukça yüksek, yan sahınlar ise kademeli olarak alçaltılmıştır. Antik başlıklı ağaç direkler üzerinde ahşap konsollara oturtulan kirişleri düz çatılı ve toprak damlı farklı bir mekan etkisine sahiptir.[25]

Kesme taş anıtsal portalinin, yapının üst kısmındaki mahfile açılmasıyla, mimari bakımdan dikkat çekicidir.  Firuze ve mor çini mozaik-alçı süslemenin ahenkli bir birliğini gösteren ünlü mihrabı XIII. Yüzyıl sonunda Selçuklu sanatının bir şaheseridir. Yapı ayrıca, ağaç minberiyle Anadolu camileri içinde özel bir yere sahiptir.[26]

Kayseri Develi Ulu Camii (1281)

Kuzey-doğu güney-bat ıyönünde uzanan dikdörtgen planlı bir oturum alanına ve eğimli bir arazi üzerine inşa edilmiştir. Cephe duvarlarında yapı malzemesi ağırlıklı olarak kaba yonu taştır; buna karşılık, taçkapısı, cephe köşeleri, payandalar ve pencereler ile minaresinde düzgün kesme taş kullanılmıştır.Caminin yapım tarihi 1281 yılıdır. Kareye yakın dikdörtgen planlı yapıda mihrap duvarına dikey 5 sahın bulunmaktadır. Mihrap küçük bir kubbe ile vurgulanmıştır. Develi Ulu Camii, Anadolu Selçuklu’nun taş malzeme kullanılan son camisi olarak, mimarinin sonuna kadar kuvvetini ve canlılığını devam ettirdiğinin göstergesidir.[27]

 Kayseri Bünyan Ulu Camii (1256)

1256 yılında Selçuklu Sultanı Emir-ül Ümera emriyle yaptırılmış olan Bünyan Ulu Camii ana mekanını dört kalın paye ve mihraba dik sivri kemerlerle üç nefe ayırmış düz ahşap tavanlı bir yapıdır. Yapı, köşe kuleleriyle, kesme taştan duvarlarıyla bir kale görüntüsü çizmektedir.[28]

Küçük bir eyvan biçimindeki portal nişinde 12 hayvanlı eski Türk takviminden esinlenilmiş figürlü bir bordür yanında Kaluyan bin Karabuda adlı bir ustanın kitabesi bulunur.Kitabeleri ve süslemeleriyle caminin en önemli kısmı portalidir. Kıvrık dallar arasında stilize grifon ve aslan başı figürlerin sıralanması oldukça ilgi çekicidir.[29]

Amasya Gök Medrese Camii (1266)

 

Selçuklu valisi Turumtay’ın 1266’da Amasya’da yaptırdığı cami, mihraba dik uzanan üç nefli dikdörtgen planlı bir yapıdır. Yapı, eyvan şeklindeki portalin iki tarafında, köşelerde silindirik takviye kuleleriyle değişik bir cephe düzeni ortaya koyar. Yapıya kesme taş hakimdir. Farklı tonoz ve kubbe kullanımı camideki tamirlerin sonucudur. Caminin ismi, girişinin medrese olarak kullanılmasından gelir.[30]Camiye bitişik sekizgen kümbet, cepheleri çini süslemelerle hareketlendirilmiş ve kıvrımlı piramit bir külaha sahiptir.[31]

Amasya Burmalı Minare Camii (1237)

1237 tarihli Burmalı Minare Camii, minaresiyle olduğu kadar dikine gelişen kıbleye dikey üç nefli plan anlayışındaki deneme ile de dikkat çeker.Derinlemesine dikdörtgen yapının kuzey cephesine bitişik bir de kümbet bulunur. Mihrap önündeki kubbesi daha büyük olmakla birlikte orta nef üç kubbeyle örtülmüştür. Yanlardaki nefler ise, orta nefin yarısı büyüklüğünde ve tonoz örtülüdür.[32]

Niksar Ulu Camii (1145)

Günümüzde değişime uğramış olan Niksar Ulu Camii’nin orijinalinin 1145 yılında Danişmendliler tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Cami kesme taştan kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzey cephesinde girişi bulunmaktadır. Portal tüm cephe boyunca yüksek olup, iki enli bordür ile üç yandan çepeçevre kuşatılmıştır. Bu bordürler ortada daralan sekiz kenarlı zencerekler, ikinci bordürde gamalı haçlar, üçüncü bordürde de altıgen geçmeler halindedir. Giriş kemeri basık yuvarlak olup, üzerindeki kitabe yeri boştur. Yapı, plan olarak mihraba dikey uzanan beş nefli ve mihrap önü kubbelidir. Bu kubbe haricindeki diğer birimler çapraz tonozla örtülmüştür.İbadet mekânının batı cephesinin ortasında çokgen planlı minare kaidesi, bunun üzerinde de kesme taştan silindirik gövdeli tuğla minare bulunmaktadır.[33]

Yararlanılan Kaynaklar

  • AKOK, Mahmut, “Konya Beyşehir’inde Eşrefoğlu Camii ve Türbesi”, Türk Etnografya Dergisi, S: 15, 1976, s. 5-34.
  • ALTUN, Ara, Ortaçağ Türk Mimarisinin Anahatları İçin Bir Özet, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 1988.
  • ALTUN: Ara, Anadolu’da Artuklu Devri Türk Mimarisi’nin Gelişmesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1978.
  • ALTUN, Ara, “Orta Asya Türk Sanatıyla Anadolu’da Selçuklu ve Beylikler Mimarisi”, Mimarbaşı Koca Sinan: Yaşadığı Çağ ve Eserleri, C:I, 1988, s. 38.
  • ARIK, Oluş, “Malatya Ulu Camii’nin Asli Planı ve Tarihi Hakkında”, Vakıflar Dergisi, S: 8, 1969, s. 141-148.
  • ASLANAPA, Oktay, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1984.
  • ASLANAPA, Oktay, Anadolu’da Türk Çini ve Keramik Sanatı, İstanbul 1965.
  • BAKIRER, Ömür, ”Hacı Ferruh Mescidi”, Vakıflar Dergisi, S. VIII, 1969, s. 171-172
  • CEZAR, Mustafa, Anadolu Öncesi Türklerde Şehirler ve Mimarlık, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 1977.
  • GÜLER, İzzet, “Arslanhane Camii”, İller Bankası Dergisi, C:III, S:24, 1969, s. 29-30.
  • GÜLER, İzzet, “Konya Mescitleri”, İller Bankası Dergisi, C. II, S. XXXI, 1970, s. 23-24
  • GÜLER İzzet, “Sırçalı Mescit”, İller Bankası Dergisi, C: III, S: 32, 1970, s. 23-24.
  • KARPUZ, Haşim; Anadolu Selçuklu Mimarisi, Selçuk Üniversitesi Vakfı, Konya 2001.
  • KUBAN, Doğan, Divriği Mucizesi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999.
  • KUBAN, Doğan, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2002.
  • ORAL, M. Zeki, “Konya’da Alaüd-din Camileri ve Türbeleri”, İlahiyat Fakültesi Dergisi, V/I-V, 1956, s. 144-164.
  • ÖGEL, Semra, Anadolu Selçuklu Sanatı Üzerine Görüşler, Matbaa Teknisyenleri Basımevi, İstanbul 1986.
  • ÖGEL, Semra, Anadolu Selçuklu Taş Tezyinatı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1966.
  • PEKER, Ali Uzay, “Hunad Külliyesi”, Tasarım Merkezi Dergisi, S:1, 2006, s. 22-29.
  • TÜKEL YAVUZ, Ayşıl, “Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansaraylarının Tipolojisi”, IV. Milli Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri, Konya 1995, s.183-198.Hazırlayan:Burcu ÜYKEN-Anadolu Selçuklu Camiileri

Hazırlayan: Burcu ÜYKEN – Anadolu Selçuklu Camileri

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

About the author

Okur Yazarım

2016'nın Ekim ayından itibaren Sanat Tarihi, Mitoloji ve Sembolizm konularında yazılar yazmak üzere bir araya gelmiş küçük bir grubuz. Bu süre içerisinde sizlere okuduğumuz ve araştırdığımız konularda mümkün olduğunca doğru bilgiyi basit bir dille ulaştırmak için çabalıyoruz.

Leave a Comment