Konya Alaeddin Cami

0
29345

Konumu: Altunapa Vakfiyesine göre, Konya iç kalede bulunan Taht Mahallesinde inşa edilmiştir.

İnşa Tarihi: Alâeddin Camii’nin inşasına, Selçuklu Sultanlarından I.Rûkneddin Mesud (1116-1156)’un son devirlerinde başlanmış; cami, II.Kılıç Arslan (1156-1192) devrinde  tamamlanmıştır.

Bani ve Mimarı: Konya Alâeddin Camii’nde, bani olarak karşımıza I.Mesud, II.Kılıç Arslan, I.İzzeddin Keykavus ve I.Alâeddin Keykubad çıkmaktadır. Yapının bina emini de, Atabeg Ayaz’dır.

Mimari Tanım

Alâeddin Camii, Konya şehir merkezini teşkil eden ve Alâeddin Tepesi olarak anılan bölgede inşa edilmiştir. Altunapa vakfiyesinde, yapının iç kalede bulunan taht mahallesinde inşa edildiği belirtilmektedir.

konya-alaeddin

Konya’nın en erken tarihli mimari yapısı olan Alâeddin Cami, Selçukluların başkentliğini yapmış Konya şehrinin ulu camisi olarak anılmaktadır. Yapının şehir merkezinde bulunuyor olması, tarihi geçmişi ve mimari özellikleri, ulu cami olarak anılmasına sebep olmuştur.

konya-alaeddin-2

Yapılan araştırmalar ışığında, Konya Ulu Camii’nin, farklı bir isimle anılıyor olabileceği ya da maruz kaldığı eklemeler ve düzenlemelerle özgünlüğünü yitirdiği üzerinde durulmaktadır.

İnşasına l.Mesud (1116-1156) zamanında başlanan Alâeddin Cami, II.Kılıç Arslan (1156-1192) devrinde tamamlanmıştır.

Prof.Dr. Semavi Eyice’ye göre; Sultan I.Mesud’un Konya’da bir caminin yapımını başlattığı ve küçük ölçüdeki bu camiyi, Sultan I.İzzeddin Keykavus’un (1210-1219) tamamen yıktırıp, yeniden yapımına başlarken öldüğü bilinmektedir ve cami, kardeşi Alâeddin Keykubat (1219-1236) zamanında tamamlanmıştır.

Alâeddin Camisi, bütünüyle tek dönemde yapılmış bir cami değildir. İnşasında, daha önceki dönemlere ait çeşitli mimari parçalar kullanılmıştır. Bunların başında; Eski Çağ kitabeleri, Grekçe yazılar, kilise mimari malzemeleri gelmektedir. Caminin dış cephesinde, batı yönündeki duvarlarda, kemer açıklıklarını birbirinden ayıran payeler, Bizans yapılarından getirilmiştir. Caminin içerisindeki üst örtüyü taşıyan kemerleri destekleyen sütunlar ve bunların başlıkları da devşirme malzemelerdir.

sutunlar

Plan Özellikleri

Alaeddin Cami’in inşasına, Selçuklu Sultanlarından l.Rûkneddin Mesud’un (1116-1156) son devirlerinde başlanmış; cami, II. Kılıç Arslan (1156-1192) devrinde tamamlanmıştır. I.İzeddin Keykavus (1210-1219) zamanında, caminin doğusuna yeni ilave düşünülmüş ve bu ilave de, Sultan l.Alaeddin Keykubad (1219-1236) zamanında 1221 miladi yılında tamamlanmıştır. Sultan I.Mesud (1116-1156) ve II.Kılıç Arslan’ın (1156-1192) isimlerinin yer aldığı minber kitabesi dışındaki diğer yapı gruplarında, I. İzzeddin Keykavus (1210-1219) ve I. Alâeddin Keykubat’a (1219-1236) ait kitabeler bulunmaktadır.

konya-alaeddin-cami-plan

Harimin hangi ünitesinin, kitabelerde adı geçen sultanlara ait olabileceği sorusuna, değişik araştırmacılarca farklı yanıtlar verilmiştir.

1982 yılında, Haluk Karamağaralı tarafından yayınlanan bir makale, bu birimlerden hangisinin ilk yapım devrine ait olabileceğini göstermiş olması açısından en önemli çalışmalardan biridir. Karamağaralı; mihrap önü kubbeli mekânın, batı yönde bulunan 5 sahınlı bölümle bir bağlantısı bulunurken, mihrap duvarına paralel çok sütunlu birimle böyle bir bağlantının olmaması, yapının en erken biriminin doğu yönde bulunan mekâna ait olabileceğini göstermiştir.

Bu bilgiler ışığında, enlemesine dikdörtgen plana sahip harim bölümü, üç farklı kurguyu yansıtan bir düzenlemeye sahiptir. Doğudan batıya doğru gidildiğinde, ilk bölüm harim mekânının doğusunda yer alan, mihrap duvarına paralel uzanan yedi sahından ibarettir. Harimde, Bizans ve daha önceki devirlere ait taş ve mermer sütun bulunmaktadır ve üzeri ahşap kirişlemeli toprak damla örtülmüştür. Yapının örtü sistemi ve sahınların yönü, yapının batıya doğru genişletilmesi esnasında değiştirilmiş ve bugünkü halini almıştır.

harim

İkinci bölüm, mihraba dik 3 sahından oluşmuştur. Mihrap yönündeki geniş sahının ucuna, kâgir bir kubbe oturtulmuştur. Kubbe kasnağı, duvar ve iki sütun üzerinde yükselmektedir.

konya-alaeddin-cami

Üçüncü bölüm ise, batı yönde, mihrap duvarına paralel beş sahından oluşmaktadır.

I.Sultan Mesud tarafından inşa edilen ilk yapı, II.Kılıç Arslan tarafından küçültülmüş ve ongen kümbete yer açılmıştır. I.İzzeddin Keykavus / I. Alaeddin Keykubat devrinde ise, yapının, hem sahınlarının yönü, hem de taşıyıcı elemanları değiştirilmiştir.

Alâeddin Camii, günümüzde düzgün olmayan avlulu, doğu-batı doğrultusunda uzanan bir dikdörtgen bir plana sahiptir. Yapıya daha sonra eklenen bölümler, tepenin topografik özelliklerinden ötürü, asimetrik plana dönüşmüştür.

Yapıya giriş, dört yönden sağlanır. Kapılardan biri, harimin doğu cephesinde; diğer üç kapı, kuzey avlu duvarında yer alır. Günümüzde yapıya giriş için, doğu cephesinde yer alan kapı kullanılmaktadır.

tackapi

Avluya, Kuzey yönde bulunan görkemli bir kapıdan girilir. Avlu, caminin kuzeyinde olup, kesme taştan yapılmış duvar ile çevrilmiştir.

konya-alaeddin-cami-avlu

 

Avlu içerisinde, II.Kılıç Arslan ile I.İzzeddin Keykavus’un inşa ettirdiği iki kümbet bulunmaktadır. Kümbetler, harimin genişletilmesi sırasında, kısmen cami içerisinde kalmıştır. Doğudaki ongen kümbet, II.Kılıç Arslan’a aittir. Kümbetin cephesinde, dairesel nişler görülür ve üzeri piramidal külah ile kaplanmıştır. İnşaatı hangi sultan tarafından başlatıldığı tartışma konusu olan batıdaki sekizgen İzeddin Keykavus kümbeti ise, tamamlanmamıştır. Kümbet, sekizgen planlı, içten onikigen bir yapıdır. Türbenin mezar odasına açılan kapısının iki yanında, Geç Roma Dönemine ait devşirme malzemeler kullanılmıştır. İç kısımda, mukarnas kavsaralı üç dilimli mihrap nişi yer almaktadır.

konya-alaeddin-kumbet
II.Kılıçarslan ve I. İzzeddin Keykavus’un Kümbeti

Osmanlı döneminde yapılan minare; avluda, harim mekânının kuzeydoğu köşesine bitişik bir konumdadır. Minarenin, dilatasyon çizgisi, cami duvarından ayrılmış haldedir.

minare

1971 yılında, avluda yapılan dolgu toprak hafriyatı esnasında bulunan sarnıç, tuğladan inşa edilmiş olup, avlunun kuzeybatı köşesinde yer almaktadır.

sarnic

Süsleme Özellikleri

Yapıda süslemenin görüldüğü yerler; cephelerde, özellikle kuzey cephede, mermer taç kapı ve bu duvar yüzeyinde çeşitli nişler içinde gördüğümüz kitabelerdir.

İç mekânda ise, süsleme unsuruna mihrap, minber ve kubbeye geçiş elemanlarında rastlanır.
Caminin ibadet mekânındaki kubbe ve mihrapta kalan izlerden, içerisinin çinilerle kaplı olduğu anlaşılmaktadır. Kubbe kasnağı, renkli mozaik çiniler ile bezenmiştir. Kubbenin çinileri, zamanla dökülmüş; kubbe kasnağındaki çiniler ise, günümüze sağlam bir şekilde ulaşabilmiştir.

kubbe-susleme

Mihrap, çinilerle süslü iken zamanla bozulmuş, yan silmeler, alçı üzerine kalem işi olarak sonradan tamamlanmıştır. 1891 yılındaki onarım sırasında, buraya mermerden bir mihrap oturtulmuştur.

mihrap-ve-bordur

Caminin minberi, ceviz ağacından olup, Anadolu Selçuklu’nun önemli ahşap eserlerinden biridir. Üzerindeki kufi kitabede, Kılıçaslan’ın oğlu Sultan I.Mesud’un ismi yazılıdır.  Minber, kündekâri tekniğinde olup; yan yüzeyler, kapı söveleri ve alınlığı, arabesk ve rumi gibi bitkisel ile birlikte geometrik , kufi ve sülüs yazılarla bezenmiştir.

mihrab-susleme

Alâeddin Camisi’nin süslemesinde, taş işçiliği dikkat çekicidir. Camiden saraya geçişi sağladığı sanılan kapı, Selçuklu sanatının sade ve zarif motifleri ile bezenmiştir.

kapi

Click to rate this post!
[Total: 53 Average: 3]

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz