Frida Kahlo Kimdir?

Magdalena Carmen Frida Kahlo, 6 Temmuz 1907’de Mexico City’nin eteklerinde bulunan Coyoacan’daki La Casa Azul’da doğmuştur. Babası Guillermo Kahlo annesi ise Matilde Calderón’dur. Guillermo Kahlo iki evlilik yapmıştır. Frida ise ikinci evliliğinden olan çocuğudur. Babasının iki kez evlenmesinden dolayı kalabalık bir aileye sahip olan Frida Kahlo’nun üç kız kardeşi vardır. Kardeşleri içerisinde en zeki ve tuhaf bulunanı ise Frida Kahlo olmuştur. Frida, babası ile yakın bir ilişkiye sahiptir. Özellikle çocukluk ve ilk gençlik yıllarında babasıyla iletişimi oldukça kuvvetlidir. Hayatı boyunca sağlık sorunları yaşayan Frida Kahlo, Spina Bifida hastasıdır. Babası, Frida’nın fizik tedavisi için en iyi spor merkezlerini seçmiş ve tedavisi için elinden geleni yapmıştır.

Frida Kahlo’nun Ulusal Hazırlık okulundaki yakın arkadaşı Alejandro ile bir ilişkisi olmuştur. 17 Eylül 1925 yılında Alejandro ile birlikteyken bir trafik kazası geçirerek ölümün kıyısından dönmüştür. Kazada kırılmadık kemiği kalmayan sanatçı, yaklaşık bir yılın sonunda toparlanmıştır. Ancak kazanın etkileri hala devam etmiş ve tekrar bir süre daha yatağa mahkum olmuştur. Annesi, Frida’nın moralini yükseltmek için yatağının tavanına bir ayna yerleştirmiştir. Böylece kendini seyredebilen Frida, gördüklerini resmetmeye karar vererek kendisini model olarak kullanmıştır. 1927 yılında iyileşen sanatçı, 1928 yılında Tina Modotti’nin düzenlediği bir partide büyük aşkı Diego Rivera ile bir araya gelmiştir. Romantik bir ilişki yaşayan çift, 21 Ağustos 1929’da evlenmiştir. 1931-1934 yılları arasında Amerika’da yaşayan çift daha sonra tekrar Mexico’ya dönmüştür. Evliliklerinde yaşanan sadakatsizlik nedeniyle sorunlu giden ilişkileri boşanmayla sonlanmıştır. Frida ve Diego, ayrılıklarının üzerinden bir yıldan az zaman geçmiş olmasına rağmen tekrar evlenmişlerdir.

1943 yılında La Esmeralda adlı küçük bir caddede bulunan Halk Eğitimi Resim ve Heykel Okulu’nda öğretmenlik yapmaya başlayan Frida Kahlo, 1946’da tekrar rahatsızlanmıştır. Sayısız operasyonlar geçiren sanatçı, tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ve 1954 yılında aramızdan ayrılmıştır.

Eğitim Hayatı

Guillermo Kahlo kızı Frida’nın iyi bir eğitim alması için büyük çaba göstermiştir. Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle, eğitim hayatı boyunca en iyi olmak için iki kat çaba göstermiştir. Babası, hem eğitimi hem de fizik tedavisi için en iyi spor merkezlerini seçmiştir. Lise sonrası eğitimi için de aynı özeni gösterip, Frida’yı özel bir okula göndermiştir. Eğitim hayatı boyunca, kişiliği ve keskin zekası ile diğer öğrenciler arasında hemen sivrilmiştir. Babasının izni üzerine Ulusal Hazırlık Okulu’na giriş sınavını kazanan Frida Kahlo, Anatomiye çok meraklıdır ve doktor olmayı istemiştir. Burada, tıp, botanik ve sosyal bilimler eğitimi alarak akademik açıdan kendisini geliştirmiştir. Meksika kültürüyle çok ilgilenen Frida, bu yıllarda politik olarak oldukça aktif olmuştur. Eğitimine bir süre devam eden sanatçı, daha sonra derslere gitmeyi bırakmıştır. Okumayı ve kendi başına öğrenmeyi daha çok seven Frida, bu yüzden sınavlarında genellikle başarılı olmuştur.

Sanat Hayatı ve Eserleri

Modern çağın en önemli kadın sanatçıları arasında yer alan Frida Kahlo, ilk eserlerini, geçirdiği trafik kazası yüzünden yatalak olduğu yıllarda yapmıştır. Odasının tavanına asılan ayna sayesinde en iyi bildiği şeyi, yani kendisini resmeden sanatçı, acı ve tutkusunu dile getirdiği sayısız otoportre yapmıştır. Uzun iyileşme sürecinde sanatına tutunan Frida Kahlo, yaşadığı üzücü olayları eserlerine tüm gerçekliğiyle yansıtmıştır. Örneğin Detroit’te bebeğini kaybeden sanatçının acısını eserlerinde görmek mümkündür. Diego, Frida’nın o günlerdeki resimleri hakkında şu sözleri söylemiştir: “Hiçbir kadın, Frida’nın Detroit’te yaptığından daha fazla acılı şiiri tuval üzerinde yaratmamıştı.” Frida, herhangi bir estetik kaygıya kapılmadan doğal olarak içindeki yansımaları anlatıyordu resminde.

Fransa’da sürrealizmin babası olarak bilinen André Breton, Frida Kahlo’nun eserlerinin sürrealist tarzda olduğunu ifade etmiştir. Ancak sanatçı kendisinin sürrealist olmadığını sadece kendi gerçekliğini çizdiğini ifade etmiştir. Julien Levy’in davetiyle New York’ta eserlerini sergileyen Frida, büyük beğeni toplayarak eserlerinin yarısını satmıştır. Bunun yanında Louvre ise sanatçının kendi portresi olan El marco’yu satın almıştır. 1946 yılında tekrar rahatsızlanan sanatçı, tekerlekli sandalyedeyken bile resim yapmaya davam etmiştir. Bu süreçte otoportre yapmayı bırakan Frida Kahlo natürmort çalışmalarına ağırlık vermiştir.

Frida ve Diego Rivera

Sanat yaşamı boyunca sayısız başarılı esere imza atan Frida Kahlo’nun en ünlü eserlerinden biri Frida ve Diego Rivera isimli tablosudur. Sanatçı bu eseri 1931 yılında San Francisco, California’da çizmiştir. Eserde ikisi de ayakta, el ele tutuşur vaziyettedir. Diego resimde önde olan figürdür. Elinde tuttuğu palet sanatçılığı vurgular. Geleneksel kıyafetleri ve doğal görüntüsüyle bir kadın görünümü olan Frida, burada bir sanatçıdan çok eşi andırır.

Henry Ford Hostpital

Frida Kahlo, Amerika’da yaşadığı dönemde bebeğini kaybettikten sonra hastanede sürekli bir şeyler çizmeye çalışmıştır. 1932 yılında yaptığı Henry Ford Hospital eserini ise bu dönemde tamamlamıştır. Bu eserde parmaklıklı bir yatakta yatan sanatçı, elleri karnının üzerinde ve elinin altında ise onu bağlayan altı ip bulunmaktadır. Gözlerinden yaşlar akan Frida’nın yaşadığı acı eserine yansımıştır.

The Broken Spine (Kırık Omurga)

1944 tarihli Kırık Omurga, tuval üzerine yağlıboya tekniğinde yapılmıştır. 40×30,7 cm ölçülerindeki eser Dolores Olmedo Vakfı koleksiyonunda bulunmaktadır. Frida’nın en etkileyici tablolarından biri olan Kırık Omurga’da Frida’nın çıplak olan yarı bedeninin içinden paramparça bir sütun geçmektedir. Üzerinde bütün bedenini saran korsesi bulunan Frida’nın saçları açıktır ve ağlamaktadır. Bedeninin her yerinde ağrılarını simgeleyen çiviler çakılıdır. Bu eser, Frida’nın hem dayanıklılığını hem de kırılganlığını izleyiciye tüm gerçekliğiyle yansıtmaktadır.

Diğer Önemli Yapıtları