Birgi Ulu Cami | Beylikler Dönemi Sanatı | Okur Yazarım
Beylikler Dönemi Sanatı Sanat Tarihi

Birgi Ulu Cami

Written by Okur Yazarım

İnşa Tarihi: H. 712 / M. 1312

Bani ve Mimar: Bani, Aydınoğlu Mehmed Bey’dir. Mimarı, Muzaffereddin bin Abdülvahid’dir.

Konumu:  Birgi Ulu Cami, İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi kasabasında yer almaktadır.

Kitabeler: Caminin kuzey ve doğu kapısında, birer kitabe yer almaktadır. Bu kitabelerde, Aydınoğlu Mehmed Bey’in 1312-1313 yılında yapının yapılmasını emrettiği yazılıdır.

Mimari Özellikleri

Aydınoğulları Beyliği’nin günümüze ulaşan en erken tarihli eserlerinden biri olan Birgi Ulu Cami, İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi kasabasında yer alır. İnşa kitabesine göre, H. 712 (1312) yılında, Aydınoğlu Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Bir külliye özelliği gösteren yapı topluluğu; medrese, türbe, hamam ve camiden ibarettir.

Kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde eğimli bir arazi üzerine inşa edilen yapıda kullanılan devşirme malzemeler ve zeminde görülen izler, onun eski bir yapı üzerine inşa edildiğini ve bu kalıntılardan geniş ölçüde yararlanıldığını göstermektedir.  Yapının inşasında; moloz taş, mermer, tuğla malzeme kullanılmıştır. Kaynaklarda, kuzey cephesinin 1930’lu yıllarda bir son cemaat yerine sahip olduğu, buranın 1944 yılındaki depremde yıkıldığına değinilmektedir.

Plan Özellikleri

Birgi Ulu Cami; dikdörtgen planlı, mihrap önü kubbeli, mihraba dikey beş sahınlı bir düzenlemeye sahiptir. Yapının örtü sistemine bakıldığında, mihrap önünün, kubbe ile; sahınların ise, kırma düz çatı ile örtüldüğü görülür. Minare, yapının güneybatı köşesinde yer alır. Yapıya giriş, doğu ve kuzey yönde bulunan taç kapılardan sağlanır. Yapının dört cephesinde, pencere açıklıkları bulunur.

Doğu cephenin merkezinde yer alan taç kapıya, dört basamaklı merdivenle çıkılır. Taç kapı, mermer malzemeden inşa edilmiştir ve sadeliğiyle dikkat çeker. Düz silmelerle hareketlendirilen taç kapının iki köşesinde birer kabara ve kabara üzerinde dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış kitabelik kısmı bulunur. Cephe boyunca, saçak seviyesine kadar dört dikdörtgen pencere yerleştirilmiştir. Taç kapının iki yanında da, birer pencere açıklığı yer alır.

Doğu cepheyle benzer tasarım gösteren kuzey cephenin merkezinde, yine taç kapı bulunmaktadır. Altı basamaklı merdivenle çıkılan taç kapı, duvar yüzeyinden hafifçe dışa taşkındır. Kenar bordürleri sade tutulan taç kapının giriş aralığının üzeri, sivri kemerle örtülüdür. Cephedeki dört adet dikdörtgen üst sıra penceresi ve iki dikdörtgen alt sıra penceresi cepheyi hareketlendirir.

Güney cephe, sade bir görünüşe sahiptir. Cephede alt seviyede yer alan pencereler, dikdörtgen şekillidir ve üzerlerinde yuvarlak kemerli, alınlık görevini de üstlenen pencereler vardır. Tepe pencereleri, düz ve dikdörtgen biçimlidir.

Cephenin güney köşesine dikdörtgen bir niş içinde, devşirme mermer aslan heykeli yerleştirilmiştir.

Kare kaide üzerinde yükselen, tuğladan silindirik gövdeli minare, yapının güneybatı köşesinde yer alır. Minarenin girişi, içten verilmiştir.

Batı cephesinde, alt seviyede, iki dikdörtgen pencere; üst seviyede ise, sekiz pencere bulunmaktadır. Batı cephenin alt kısmının kalın bir harç tabakası ile sıvanmış olması, duvar yüzeyinde onarım olduğunu gösterir.

Kareye yakın dikdörtgen planlı harim, mihraba dik beş sahından oluşur. Sahınlar, birbirinden devşirme sütunlar üzerine oturan sivri kemerlerle ayrılmıştır. Orta sahın, yan sahınlardan daha geniş ve yüksektir.

Mihrap önü mekanı, pandantiflerle geçilen kubbe ile örtülüdür.

Mihrap, güney duvarın merkezinde yer alıp, çini ile kaplanmıştır. Mihrabın hemen bitişiğinde orijinal ahşap minber bulunmaktadır. Kuzey girişinin batısında yer alan mahfil, özgün olmayıp, 1944 yılındaki depremde yıkılan özgün mahfilin yerine yapılmıştır.

Harim, dıştan madeni levhalarla kaplanmış, iki yana eğimli ahşap bir çatıyla örtülüdür.  Güney duvarının ortasında bulunan mihrap nişi, dikdörtgen planlıdır. Güney duvarının batı ucunda, minare girişi yer alır.

Süsleme Özellikleri

Birgi Ulu Cami, tezyinatıyla da dikkat çeken bir yapıdır. Tezyinatta, ağırlıklı olarak ahşap ve çini malzeme tercih edilmiştir. Cephe, harime nazaran oldukça sade bir anlayışla inşa edilmiştir. Yapıda, batı ve güney cepheler, sadelik gösterirken; doğu ve kuzey cepheler, daha hareketlidir. Taç kapılar, Selçuklu dönemine nazaran sade bir görünüşe sahiptir. Taç kapıların iki yanında yer alan pencereler, iki katlı bir düzenlemeye sahip olup cepheyi hareketlendirirler. Pencere sövelerini, yivli sarmal bir silme çevrelemektedir.

Doğu cephesinde yer alan taç kapı, sade bir görünüme sahiptir. Kapıyı, üç sıra düz kalın silme çerçeveler. Dikdörtgen formlu taç kapı, giriş açıklığını basık bir kemer örter. Kemer kilit taşının üzerinde, kabartma palmet motifi; kemerin köşe taşları üzerinde ise, yüzeylerinde yazı olan birer madalyon yer alır.

Kuzey cephede yer alan taç kapıyı, düz kalın silmeler sınırlandırır. Kapının üzerinde, geçmeli taşlarla örülmüş sivri bir kemer yer alır.

Kemerin taşlarının her birinin üzerinde, küçük birer gülce bulunur. Kemer kilit taşının üzerinde, simgesel ve kozmik anlamı olan nar motifi kullanılmıştır.

Güneybatı yönünde yer alan minare, tezyinatıyla dikkat çeken bir diğer mimari unsurdur. Kare kaide üzerine oturan silindirik gövdeli minarede, patlıcan moru, renkli sırlı tuğla ve kırmızı sırsız tuğlanın oluşturduğu bezeme programında geometrik desenler kullanılmıştır.

Kaide üzerinden kırmızı sırsız ve firuze renkli sırlı tuğla kullanılarak, dikey zikzak figürü kuşağı oluşturulmuştur. Bu kuşağı oluşturan firuze renkli tuğlaların başına ve sonuna, patlıcan moru renkli, kare dolgular yerleştirilmiştir.

Zikzaklı süsleme kuşağının hemen üzerinde kalan izlerden, çini mozaik tekniğinde sivri kemerli ikinci bir kuşağın varlığı anlaşılmaktadır. Minare gövdesinin şerefeye kadar olan kısmında, büyükten küçüğe doğru, iç içe, üç baklava diliminin yerleştirildiği süslemede sırasıyla; kırmızı sırsız tuğla, firuze renkli sırlı tuğla ve tekrar kırmızı sırsız tuğla kullanılmıştır. Minarenin petek kısmı da, firuze renkli sırlı tuğlalar ve kırmızı sırsız tuğlalarla yapılmış yatay zikzaklarla bezenmiştir.

İç mekanda süslemeler; mihrap, mihrap önü mekanını sınırlayan kuzey kemerinin dış yüzü, pencere kanatları ve minberde toplanmıştır.

Çini mihrap, Selçuklu dönemi mihrap geleneğini sürdürmektedir.  Dikdörtgen formlu mihrap, firuze ve patlıcan moru bezemelerle dikkat çekmektedir. Genel itibariyle zeminde firuze renk kullanılırken, motiflerde mor renk tercih edilmiştir. Mihrabı, üç yönden ince çini şeritler sınırlandırır. Geometrik geçmeler, altı kollu yıldız motifleri ve çizgiler mihrapta sonsuzluk hissi yaratmıştır.

Mihrap nişi, altı sıra mukarnastan oluşur. Mukarnas sıralarının içleri firuze renkli zemin üzerine patlıcan moru kullanılarak çeşit çeşit motiflerle bezenmiştir. Mihrap nişini iki yandan sınırlayan köşe sütuncelerinin üzeri, firuze ve patlıcan moru renkte, iki yüzlü palmet motifiyle dolgulanmıştır. Mihrap kubbesinin iç yüzeyi, son onarımlarda, üslubuna uymayan abartılı bezemelerle süslenmiştir.

Yapının minberi ve pencere kanatları, 8-14. yüzyıl ahşap işçiliğinin önemli örneklerindendir. Ceviz ağacından yapılmış olan minber, üslup olarak Selçuklu geleneğini sürdürür. Kündekari tekniğinde yapılmış olan minberin yüzeyleri, ajurlu oyma ve eğri kesim teknikleri kullanılarak bezenmiştir.

Minberde, geometrik ve bitkisel örnekler, çeşitli tekniklerde yüzeylere uygulanmıştır. Batı ve doğu yan aynalıkları ile köşk altı aynalıklarında, aynı bezeme programı uygulanmıştır.

Yan aynalıklar, kündekari tekniğindedir. Merkezden gelişen sekiz kollu yıldızın etrafına yerleştirilmiş beş köşeli yıldızlar, yüzeyi hareketlendirir. Yüzey, palmet ve rumi gibi bitkisel bezeme ile dolgulanmıştır. Aynalıkta, geometrik desenler hakimdir ve ajur tekniğiyle işlenen birer kabara yerleştirilmiştir. Minberin kapı kanatları ve korkulukları geometrik ve bitkisel süslemelerle yüzeyde boşluk bırakılmadan işlenmiştir.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Süreyya Eroğlu – Batı Anadolu Beylikleri Mimarisinde Tipolojiye Bağlı Süsleme Tasarımları

 

Click to rate this post!
[Total: 20 Average: 3.6]

About the author

Okur Yazarım

Leave a Comment