Fransız Romantizminin güçlü temsilcilerinden François Auguste Rene Rodin, 12 Kasım 1840’ta Paris’te doğmuştur. Modern heykelin atası olarak görülen Rodin, işçi sınıfı bir ailenin ikinci çocuğudur. Babası Jean-Baptiste Rodin, Paris’teki merkez polis bürosunda memur olarak çalışan Norman asıllı bir adamdır. Annesi Marie Cheffer’in ise Loren asıllı olduğu bilinmektedir.
Auguste Rodin, 1864’te hayatının geri kalanını birlikte geçireceği Rose Beuret ile yaşamaya başlamıştır. Çiftin 1866’da Auguste-Eugène Beuret adında bir oğulları olmuştur. Ailesini geçindirebilmek için uzun yıllar zanaatkarlık yapan sanatçı, 1870’te Fransa-Prusya Savaşı nedeniyle Ulusal Muhafızlara katılmıştır. Ancak miyop olduğu için buradaki hizmeti kısa sürmüştür. Savaş nedeniyle işleri azalan sanatçı bu süreçte epey zorluk yaşamıştır. Bu dönemde Carrier-Belleuse, Brüksel Borsası bezemeleri için Rodin’in kendisine katılmasını istemiştir. Bunun üzerine birkaç ay Belçika’da kalan sanatçı, sonraki altı yılını yurtdışında geçirmiştir. 1875’teki İtalya seyahatinde ise Donatello ve Michelangelo‘nun çalışmalarını inceleme fırsatı bulmuştur. Bu dönem Rodin’in sanat hayatı için oldukça önemlidir.
Auguste Rodin, 1889’da Societe Nationale des Beaux-arts’ın (Ulusal Güzel Sanatlar Kurumu) kuruluşuna yardımcı olmuştur. 1893’te ise buranın heykel bölümü başkanı seçilmiştir. Başarılı sanatçı 1900’de Belçika Leopold Şovalyesi ilan edilmiştir. 1903’te ise Legion d’Honneur Kumandan nişanı almıştır.
Auguste Rodin 17 Kasım 1917’de Fransa’da bulunan Meudon’daki atölyesinde vefat etmiştir. Evinin bahçesinde bulunan en ünlü eseri Düşünen Adam Heykeli’nin altına eşiyle beraber gömülmüştür.
Eğitim Hayatı
Sanata olan ilgisi çocuk yaşlarda başlayan Rodin, on yaşından itibaren çizim yapmaya başlamıştır. Yeteneğiyle ailesinin dikkatini çeken sanatçı, La Petite École’de eğitim alarak sanatla tanışmıştır. Burada klasik anlayışa bağlı resim öğretmeni Horace Lecoq de Boisbaudran’dan eğitim almıştır. Öğretmenine minnettar kalan Rodin orada Jules Dalou ve Alphonse Legros ile tanışmıştır. La Petite École’de heykeli keşfeden Rodin eğitimine Grand Ecole’de devam etmek istemiştir. 1857’de giriş sınavlarını kazanmak için kil model sunan sanatçının başvuruları reddedilmiştir. Bunun üzerine süslemecilerin yanında çalışmaya başlayan Rodin, Louvre Müzesi’nde antik yapıların desenlerini çizerken bir yandan da akşamları desen kurslarına devam etmiştir. Uzun bir süre dekoratif obje ve mimari bezemeler üreterek geçimini sağlayan sanatçı aynı zamanda heykel çalışmalarına da devam etmiştir.
1862’de kız kardeşi Maria’yı kaybeden Rodin, bu dönemde sanattan uzaklaşarak kısa süreliğine bir Katolik tarikatına katılmıştır. Burada Peder Peter Julian Eymard, Rodin’in yeteneğini fark ederek onu heykele devam etmesi için cesaretlendirmiştir. Bunun üzerine sanatçı bir yandan heykeltıraş Antoine-Louis Barye’den ders alırken bir yandan da dekoratör olarak çalışmaya devam etmiştir. Antoine-Louis Barye’nin hareket halindeki hayvanların ince işlenmiş kas ayrıntılarına gösterdiği dikkat, Rodin’i büyük oranda etkilemiştir.
1864’te Albert-Ernest Carrier-Belleuse’nin atölyesine katılan sanatçı, 1870’e kadar onun baş asistanı olarak çalışmıştır. Bu dönemde çatı dekorasyonları, merdiven ve kapı süslemeleri tasarlayan sanatçı, 1871’de Brüksel Borsası’ndaki bezemelerde Carrier-Belleuse’e yardım etmiştir.
Sanat Hayatı ve Eserleri
19. yüzyılın en önemli heykeltıraşlarından biri olan Auguste Rodin, Fransız Romantizm’inin de en güçlü temsilcilerindendir. Uzun süre zanaatkarlık yapan Rodin bu şekilde sanat deneyimi kazanmıştır. Ancak Rodin, yaşadığı maddi sorunlar nedeniyle sanatının ilk döneminde oldukça zorluk yaşamıştır. Birçok eserini döküme gönderemediği için sergileyememiştir. Belçika’da kaldığı dönemde bir süre Carrier-Belleuse ile çalışan sanatçı Brüksel’de başka işlerden kazandığı parayla eserlerini sergileyebilmiştir.
1875’te İtalya’ya giden sanatçı burada Donatello ve Michelangelo’nun çalışmalarını incelemiştir. Michelangelo’nun sanatından çok etkilenen Rodin “Beni akademik heykelden kurtaran Michelangelo’dur.” demiştir. İtalya’dan döndükten sonra 1878’de ilk önemli yapıtı olan “Tunç Çağı” (The Age of Bronze) heykelini Salon’da sergilemiştir. Natüralist üsluptaki bu önemli eserde canlı modelden faydalanılmıştır. Michelangelo’nun insan formu konusundaki ustalığını kendi insan doğası anlayışıyla birleştirmeye çalışan Rodin, modelini durağan ve hareket halinde her açıdan incelemiştir.
Eserlerine gerçekçi bir anlatım vermeyi amaçlayan Rodin, Tunç Çağı’ndan sonra ikinci natüralist nü heykeli olan “Vaftizci Yahya Vaaz Verirken” (St. John the Baptist Preaching) isimli heykeli 1878’de tamamlamıştır. Eser Tunç Çağı’ndan boyut ve duruş olarak farklıdır. Tunç Çağı gerçek insan boyutunda ve statik bir poz halindeyken Vaftizci Yahya daha büyük ve izleyiciye doğru hareket etmektedir.
Paris’te Dekoratif Sanatlar Müzesi için portal oluşturma komisyonu 1880’de Auguste Rodin’e verilmiştir. Müze için “Cehennem Kapıları” (The Gates of Hell) isimli eseri yapmıştır. Müze hiçbir zaman inşa edilmemiş olsa da Rodin, hayatı boyunca Dante’nin Cehenneminden sahneleri tasvir ettiği bu anıtsal eser için uzun yıllar çalışmıştır.
Anıt Heykelleri
Rodin, 1884’te Calais kentinin 14. yy’da İngiliz egemenliğinden kurtuluşu anısına bir anıt proje üstlenmiştir. Sanatçı bu amaçla 1886’da “Calais Burjuvaları” (The Burghers of Calais) isimli bir heykel grubu yapmıştır. Eserde dört figür birbirlerinden ayrı ama bir düzen içinde güçlü bir bütün oluşturmuştur. Her bir figür dramatik bir anlatım içindedir. Gerek giysi kıvrımları, gerek saç ve sakal dramatik etkiyi güçlendirmek için anlatımcı bir yolda kullanılmıştır.
Calais Burjuvaları’ndan sonra da anıt heykel çalışmalarına devam eden sanatçı, 1889’da Victor Hugo 1893’te ise Balzac anıtını yapmakla görevlendirilmiştir. Victor Hugo Anıtı da geleneksel beklentilere uymadığı için uygun görülmemiş, 1890’da siparişini aldığı ikinci tasarı da tamamlanamamıştır. Ancak bu çalışmanın tunç bir kopyası Victor Hugo Caddesi’ndedir.
Rodin’in en olgun yapıtı sayılan Balzac Anıtı da büyük kargaşaya yol açmış ve Edebiyatçılar Derneği tarafından geri çevrilmiştir. Bu yapıt için ürettiği sayısız çalışma, Balzac’ın gerek yüzünde, gerek gövdesinde değişik arayışlar olduğunu göstermektedir. Öğelerin birbirine ulandığı, açık olmayan bir yapı sunan son düzenleme, 1939’da Despiau ve Maillol tarafından tunca dökülerek Montrparnnasse Bulvarı’yla Raspail Bulvarı’nın birleştiği yere yerleştirilmiştir.
1900’lerde oldukça ünlü bir isim haline gelen Rodin, bu yıllarda bazı seçkin kişilerin portrelerini yapmaya yönelmiştir. Bunlar arasında Clemenceau, George Bernard Shaw, Gustav Mahler, Cesar Frank, Baudelaire, Nijinsky de yer almaktadır.
Fransız heykelinin gelişiminde önemli bir isim olan Auguste Rodin; Adem ile Havva, Tunç Çağı, Calais Burjuvaları, Balzac Anıtı ve Cehennem Kapıları gibi çok sayıda önemli esere imza atmıştır. Günümüz modern heykeline büyük katkılar sağlayan sanatçı, heykel sanatını gereksiz süslemelerden arındırarak, anıtsallık yerine hümanizmi tercih etmiştir. Heykele insani duygu ve tutkuları aktarmaya çalışmıştır. Akademik düşünceye karşı olan Auguste Rodin eserlerin tam olarak bitirilmemesini savunmuştur. Bu yönüyle geleneksel sanatın yerine kendi tarzını eserlerine yansıtan özgün bir sanatçıdır.
Kırık Burunlu Adam Heykeli (The Man with the Broken Nose)
Auguste Rodin’in ilk ve önemli eserleri arasında “Kırık Burunlu Adam” (The Man with the Broken Nose) isimli büst yer almaktadır. Geleneksel büstlerden farklı olan bu eserde model olarak yaşlı bir sokak bekçisi kullanılmıştır. Sanatçı bu eserini sergilemek istemiş ancak jüri tarafından kabul görmeyince mermerden yeniden yaptığı büst sergilenmiştir. Bu olumsuz durumun Rodin’i akademik düşünceden uzaklaştırdığı söylenmektedir. Bu nedenle bu eser Rodin’in sanat hayatında önemli bir gelişmedir.
Tunç Çağı Heykeli (The Age of Bronze)
Auguste Rodin’in bir diğer önemli eseri 1877 yılına ait “Tunç Çağı” (The Age of Bronze) isimli bronz heykeldir. Sanatçı bu eseri için model olarak Belçikalı bir askeri kullanmıştır. Doğrudan canlı modelden çalışılan natüralist üsluptaki bu eser oldukça kuvvetli bir ifadeye sahiptir. Rodin, bu eserinde Louvre’da gözlemlediği Michelangelo’nun Ölen Köle tablosundan ilham almıştır.
Eserde figürün sağ eli başının üzerinde, sol eli ise bir direği kavrar şekilde tasvir edilmiştir. Bu eserin kalıp üzerine yapıldığı iddia edilse de Rodin savunmasında eserin kalıp üzerinden yapılmadığını açıklamasına rağmen dönemin Güzel Sanatlar Müdürü, eserin bronza dökülmesine izin vermemiştir. Bunun üzerine Dubois, Falguière, Carrier-Belleuse, Chapu, Chaplain, Thomas, Delaplanche gibi heykeltıraşlar devreye girmiştir. Bu sanatçılar, Rodin’in modelleme yeteneğinin oldukça güçlü olduğunu vurgulayarak eserin kalıptan yapılmadığı konusunda ısrar etmişlerdir. Böylelikle Güzel Sanatlar Müdürü Edmund Turquet ikna edilerek eser bronza dökülmüştür.
Cehennem Kapıları (The Gates of Hell)
Auguste Rodin’in en ünlü eserlerinden biri de Cehennem Kapıları’dır. Bu eser adını Dante’nin İlahi Komedyası’ndan almıştır. 1880-1917 yılları arasında yapılmış olan bu eserde alçı malzeme kullanılmıştır. Bu rölyef, Dekoratif Sanatlar Müzesi girişi için sipariş edilmiştir. Dante’nin İlahi Komedya’sını temsil eden on bir alçak kabartmayla süslü olması gereken bu çalışma için Rodin, Lorenzo Ghiberti’nin 15. yüzyılda Floransa’daki vaftizhane için yaptığı ünlü kapılardan (Cennetin Kapısı) esinlenmiştir. Cehennem kapısı, tepe bölümü, alın, sağ ve sol kanatlar, sağ ve sol kapı paneli olmak üzere altı bölüm olarak düşünülmüştür. Sağ ve sol kanatlar alçak kabartma olarak işlenmiş, diğer bölümler ise yer yer neredeyse üç boyutlu heykele varan yüksek kabartmalar şeklinde yapılmıştır. Auguste Rodin bu rölyefi üç yıl sonra sunuma hazır hale getirmiş ancak projeden vazgeçilmiştir. Alçı örneği D’Orsay Müzesi’nde yer alan çalışmanın bronz döküm hali Rodin Müzesi’nde bulunmaktadır.
Düşünen Adam Heykeli (The Thinker).
Auguste Rodin’in bilinen bir diğer eseri Düşünen Adam Heykeli’dir. Bu eser orijinal boyutuyla ilk olmasa da Cehennem Kapısının ilk yapılan figürlerinden biridir. Rodin’in atölyesine gelen ziyaretçiler bu figürü Dante olarak isimlendirmiştir. Daha sonra Constantine İonides isimli bir sanatsever ona Düşünen Adam ismini vermiştir. Bu heykel, 1902-1904 yılları arasında büyütülerek bronz dökümü yapılmıştır. 1906’da ise Fransız işçileri için bir sembol olarak Genevie Kilisesi önüne konulmuştur. Rodin’in vefatından sonra bu eser, Rodin Müzesi’nin bahçesine taşınmıştır. Auguste Rodin, atletik duruşlu figürüyle Antik Yunan düşüncesine bir gönderme yapmıştır. Aynı zamanda düşünme şekliyle de hem Orta Çağ şairi Dante’yi ve modern insanı temsil etmektedir.
Diğer Önemli Yapıtları
- Bronz Çağı, yak. 1877, alçı, Orsay Müzesi, Paris
- Calais Sakinleri, 1884-86, bronz, Rodin Müzesi, Philadelphia
- Iris, Tanrıların Habercisi, 1890, bronz, Los Angeles Sanat Müzesi
- Aşk ve Psyche, yak. 1890, mermer, Petit Palais Müzesi, Paris
- Havva, yak. 1902, bronz, Walker Sanat Galerisi, Liverpool
Yararlanılan Kaynaklar
- Nurbiye UZ – Edebiyattan Heykele: Sanat Dalları Arası Etkileşim Örneği Olarak “Cehennem Kapısı”
- Osman Yılmaz- August Rodin’in “Düşünen Adam” Heykeli Üzerine Bir Değerlendirme
- The Modern Library of the World’s Best Books- The Art of Rodin
- Millicent Bell-Auguste Rodin, Raritan, C.14, S. 4
- https://www.musee-orsay.fr
- https://rodinmuseum.org/
- NTV Başvuru Kitapları – Sanat
- Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi