İnşa Tarihi: Degaron Camisi’nin, 10-11. yüzyılda inşa edildiği bilinmektedir.
Konumu: Degaron Camisi, Özbekistan’da Nevai (Kermine) şehrine bağlı ve bu şehrin 30 km batısındaki Hazara köyünün 1-2 km güneyinde yer almaktadır.
Degaron Camisi, Mimari Tanım
Orta Asya’da günümüze kadar ayakta kalmış önemli bir yapı olan Degaron Cami, ölçüleriyle oldukça mütevazi bir yapı olmasına rağmen, mimari kompozisyonu açısından Orta Asya camileri içinde bilinen tek örnektir. Karahanlılardan kalan en tipik cami örneği olan Degaron Cami, Hazara Cami diye de bilinir. Plan özelliğiyle de önemli olan yapı, dört ayaklı merkezi kubbeli camilerin ilk bilinen örneğidir.
Degaron Cami, ilk olarak 1934 yılında Yakubovskiy tarafından yapının konumu, plan ve süsleme özellikleri, mimari form ve keramik özellikleri göz önüne alınarak incelenmiş ve 8-9. yüzyıla tarihlendirilmiştir. Daha sonra birçok araştırmacı tarafından yapılan incelemeler sonucu yapının tarihiyle ilgili farklı görüşler öne sürülmüştür. V.Voronina ve S. Kabanov’un 1940 yılında yaptıkları araştırmada yapıda görülen mukarnas kornişlerin ve basamaklı mukarnasların, Day Hatun Kervansarayı ile benzerlik göstermesi yanında, caminin Ebû Fazıl Türbesi’nin kubbe kasnağındaki konstrüksiyonuyla benzerliklerden dolayı camiyi 11. yüzyıla tarihlendirmişlerdir.
Genel olarak 10-11. yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapı 1910 yılında önemli bir onarım geçirmiştir. Bu onarım sırasında caminin doğu bölümü yeniden inşa edilmiştir. Doğu bölümündeki kapı, pencereler, küçük kubbeler, tonoz, duvarlar ve küçük kemerler tuğladan yapılmıştır. Muhtemelen mihrabı da bu onarım sırasında değiştirilmiştir.
Degaron Cami, planı ve mimarisi bakımından gelişmiş bir örnektir. Cami, dıştan 16.35 x 16.20 m, içten 14.20 x 13,75 m ölçülerinde, kareye yakın, dört ayaklı, merkezi kubbeli bir plana sahiptir. Harimi merkezde sivri kemerlerin taşıdığı dört yuvarlak ayak üzerine oturan bir kubbe örtmektedir. Kubbeye geçişte tromp kullanılmıştır.
Tuğla malzemeden inşa edilmiş olan payeler, görünüş açısından Yunan sütunlarını andırır. Bodur payelerin üzerinde kare bir başlık yer alır ve kemerler bu başlık üzerinde yükselir.
Bir kasnak üzerinde yükselen ve hafifçe sivrilen merkezi kubbe, 5.40 metre çapındadır. Sivri kubbe tipi, özellikle İslami dönem Orta Asya ve İran mimarisinde yaygın olarak uygulanmıştır.
Yapının kuzeydoğu ve güneydoğu köşelerindeki kare alanların üzeri küçük birer kubbe ile örtülmüştür. Kubbeler bir köşede duvar ve merkezi kubbenin ayağına oturmaktadır. Kubbeye geçişte pandantif kullanılmıştır.
Caminin dört yanındaki dikdörtgen alanların üzeri ise duvar, ayaklar, küçük ve büyük sivri kemerler ile desteklenen tonozlarla örtülüdür. Tonozlar iki küçük kemerin üzerinde, karşılıklı olarak inşa edilmiştir. 43 cm genişliğindeki tonozların mukarnas kornişleri, dekoratif bir görüntü vermiştir. Tonozların ortasında, birer aydınlık açıklığı bulunmakta olup günümüzde bu açıklık kapatılmıştır.
Yapıda inşa malzemesi olarak tuğla ve kerpiç kullanılmıştır. Ayak, kemer, tonoz, kubbe ve sonradan inşa edilen doğu duvarda tuğla malzeme kullanılırken kuzey, güney ve batı cepheler kerpiçten inşa edilmiştir. Muhtemelen doğu cephe de ilk inşa edildiğinde kerpiçten yapılmıştır. Caminin duvarları taş temeller üzerinde yükselmekte olup temeli killi toprak ile sağlamlaştırılmıştır.
Batı duvarının ortasında sonradan betondan yapılan sivri kemerli, dikdörtgen planlı bir mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap, duvar kalınlığı içinde yer almaktadır. Caminin minberi ise bugün orijinal olmayıp ahşap malzemeden sade görünüştedir.
Caminin şu an ki döşemeleri tuğla ile kaplanmıştır. Ancak eski döşemelerin killi, samanlı kerpiçten yapılmış olduğu bilinmektedir. Yapıya giriş doğu yönde bulunan açıklıktan sağlanır. Bu kapının iki yanında kapı görünümünde birer dikdörtgen pencere yer almaktadır. Bu iki pencerenin üzerinde, sivri kemerli birer küçük pencere yer almaktadır. Caminin gösterişli bir portali yoktur. Portalin uygulanmamasının sebebi merkezi kubbeli yapı kompozisyonuna büyük bir portalin uygun düşmeyeceği düşüncesinden dolayı olabilir.
Yapıdaki diğer giriş sonradan açılmış olup güney duvarının ortasında yer almaktadır.
Süsleme Özellikleri
Yapı tezyinat açısından sade bir görünüme sahip olmakla birlikte var olan süsleme programı daha çok harimde yoğunlaşmıştır. Harim, tuğla örgülerin sadeliği, kemerlerin hafifliği, plan ve mimarinin olgun ahengi ile kuvvetli bir etki bırakır.
Merkezi kubbeyi taşıyan kemer yüzeylerinde onar adet çıkıntılı süslemeler yer almaktadır. Bu süslemelerden güney ve kuzey kemerde olanlar yuvarlak kenarlı olup üçlü yonca yaprağı şeklindedir. Bu tarz kemer süslemeleri çok sık karşılaşılan bir uygulama değildir. Muhtemelen milattan önce yapılmaya başlayan ve daha sonra uygulamasına devam edinilen Hindistan ve Budist mimarisindeki kaya tapınaklarındaki taşa oyulmuş çıkıntılı süslemelere sahip kemerlerden kaynaklanmış olabilir. Degaron Camisi’nde kullanılan kemerler Budist mimarisi ile kısmen benzerlik gösterse de Degaron Camisi kemerlerinin kendine has özellikleri vardır.
Bir diğer süsleme ayrıntısı sivri kemerlerin üzerine oturduğu bodur payelerin yüzeyinde yer almaktadır. Üç sıra yatay bir sıra dikey tuğla kullanılarak almaşık bir görüntü verilmiştir.
Mihrap, duvara açılan bir nişle inşa edilmiş olup herhangi bir süsleme unsuru yoktur.
Yararlanılan Kaynaklar
- İbrahim Çeşmeli – Orta Asya Camilerin Tipoloji (7-13. Yüzyıllar)
- Oktay Aslanapa – Türk Sanatı
- Mustafa Cezar – Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimari (İş Bankası Kültür Yayınları)