Bizans Döneminde kiliseler, genellikle doğu-batı aksında olup girişleri arazi uygun olduğunda batıda ve zaman zaman da doğuda olan yapılardır. Kilise yapılarının plan tipleri; nef sayısı, üst örtü sistemi ve taşıyıcı sistemlerine göre sınıflandırılmaktadır. Kilise mimari gelişimine paralel olarak üst örtüde meydana gelen değişimler, iç mekana da yansımış ve bunun sonucunda çeşitli kilise plan tipleri ortaya çıkmıştır.
Bazilikal Planlı Kiliseler
Bazilikal planlı kiliseler, Hristiyan dini mimarisinde kullanılan en eski ve en yaygın kilise tipidir. Bazilika sözcüğünün kaynağı, Makedonya hanedanını kuran Bizans imparatoru I. Basileios’un basilika olarak adlandırılan yasa derlemesinden gelmekte olup üç ayrı tanımı bulunmaktadır.
Batı ve Doğu kiliselerinin büyük bir bölümünde kullanılan ilk Hristiyan kilise tipi olan bazilika planının yapımında Roma bazilikasından yararlanılmıştır. Tipik bir bazilikal kilise, ortada yer alan nef ve bundan sütunlarla ayrılan yan neflerden, genellikle doğu ucunda apsis, batıda giriş ve narteks bölümü veya revakla çevrili atriumdan meydana gelmektedir.
Merkezi Planlı Kiliseler
Merkezi planlı kiliseler, kare, çokgen ya da dairesel bir hacim ve çevresindeki simetrik öğelerden oluşan plan şemasına sahiptir. En karakteristik öğesi kubbe olup bir veya çok sayıda kubbe ile örtülüdür. Bu plan tipli yapılara örnek olarak Küçük Ayasofya Camii adını almış eski adı ise Sergio ve Bakkhos Kilisesi verilebilir. Bu plan tipi, İmparator I. Justinianus tarafından MS 526- 530 yılları arasında inşa edilen yapıda, dış duvarların düzgün olmayan bir kare meydana getirdiği görülmektedir. Kilise planın çok düzensiz bir dikdörtgen içinde eğri olarak yerleştirilmiş yamuk bir sekizgen oluşturmaktadır.
Kubbeli Bazilikal Planlı Kiliseler
Ortaçağ’dan önce Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde kiliseler arasında ortak bir mimari dil var iken, Geç Antik çağın sonunda Doğu ve Batı Hristiyan mimarisi yol ayrımına gelmiştir. Bizans (Doğu) merkezi planlı, kubbeli yapıları tercih ederken, Batı (Roma) bazilikal plan şemasını tercih etmiştir. 5. yüzyılda dörtgen bir alanın üzerini kubbe ile örtme düşüncesi gelişmeye başlamıştır. Kubbeli bazilika da bu düşüncenin bir sonucu olarak doğmuştur. Erken Hristiyan dönemin düz çatılı ve Romanesk çağın taş tonozlu binalarından ayrılarak, Roma ve Bizans mimarilerinin sentezi olarak kendini göstermiştir. Gökyüzünü ve onun altındaki dünyamızı simgelediği düşünülen “kubbe” Bizans Dönemi Mimarlığı’nın en önemli simgesidir. Kubbeli bazilika, Ortodoks kiliselerinin modeli olmuştur. Kubbenin eklendiği bazilika plan şeması ile yapının ortasının daha çok ışık alması sağlanmıştır. Aya Sofya, kubbeli bazilika plan şemasının en güzel örneğidir. Başlıca Örnekler: Aya İrini (548), St. Peter’s bazilika (1506)
Haç Planlı Kiliseler
Haçın Hristiyan dinindeki sembolik anlamı ve önemi nedeniyle haç formunda yapılar, Erken Bizans Dönemi’nde dini yapılar için sıklıkla kullanılmıştır. Haç planlı kiliseleri; serbest haç planlı ve kapalı haç planlı kiliseler olarak iki grupta toplayabiliriz. Serbest haç planlı kiliseler Erken Bizans Dönemi’nden itibaren kullanılırken, kapalı haç planlı kiliseler Orta Bizans Dönemi’nde kullanılmaya başlanılmıştır.
Serbest Haç Planlı Kiliseler
Serbest haç plan, Bizans dini mimarisinin erken dönemlerinden itibaren yaygın olarak kullanılan plan tiplerinden biridir. Kare veya kareye yakın dikdörtgen planlı merkez bir birim ve bu birimin dik eksenlerindeki haç kollarından oluşan bir düzenlemeye sahip olan plan şeması üç farklı plan tipi ile karşımıza çıkmaktadır. Bunlar;
Yunan Haçı tipli: merkezde yer alan kare planlı mekanın doğuya, batıya, kuzeye ve güneye genişletilmesiyle dört haç kolu oluşturulmuştur. Ana apsis, doğu haç koluna açılmaktadır. Bazı örneklerde ana apsisin iki yanında kuzey ve güney haç kollarının doğusuna gelecek şekilde düzenlenmiş yan apsislerde mevcuttur.
‘T’ tipli: merkezde kare planlı mekanın kuzeye, güneye ve batıya genişletilmiş üç haç kolu oluşturulmuştur. Ana apsis ise doğrudan kare planlı mekana açılmaktadır.
Köşe Mekanlı T tipi: merkezdeki kare planlı mekan ve üç haç kolu ile T tipi plana benzer. Tek fark ise kuzey ve batı haç kolları arasında dikdörtgen planlı bir köşe mekanın yer almasıdır.
Başlıca örnekleri: Havariyum Kilisesi (İstanbul, 550) San Marco Bazilikası (Venedik, 328)
Kapalı Yunan Haçı Planlı Kiliseler
Kapalı Yunan Haçı planı yaygın bir şekilde Orta Bizans Dönemi’nde (843-1204) inşa edilmiş olan kiliselerde görülmektedir. Kapalı Yunan Haçı planlı kiliseler, dikdörtgen bir zemin planı üzerinde yer almaktadır. Yapının merkezinde genel olarak dört destek üzerine oturan, pandantif geçişli kubbeli bir bölüm bulunur. Kubbenin dik eksenlerinde bulunan haç kolları tonoz örtülü, çapraz eksenlerinde bulunan köşe birimleri ise tonoz veya kubbe ile örtülüdür. Bu plan şemasında, karakteristik olarak yapılar küçük, destekler sütun veya payedir. Kubbe, pencerelerle hareketlendirilmiş yüksek kasnaklar üzerine oturur. Doğuda, genellikle dışa taşkın üç apsis uygulanmıştır. Özellikle İstanbul’da bulunan örneklerde, batıda narteks yer almaktadır.
Kiborion Planlı Kiliseler
Kiborion plan tipinde kare planlı naosun üzeri köşe duvarlarına oturan pandantif geçişli tek bir kubbe ile örtülmüştür. Yan nefler çıkartılıp tümü kubbeyle örtülü bir mekan oluşturulmuştur. Daha küçük boyutlarda inşa edilen bu plan tipindeki yapılar, kalabalık cemaatlere hitap edememesi ve kubbenin yanlardan yeterince destek görmemesi nedeniyle fazla yaygınlaşmamıştır. Kiborion planlı kiliselere örnek olarak İstanbul’daki Kariye Camii (Khora Manastırı Kilisesi) gösterilebilir.
İlk inşa dönemi MS 4. yy’a tarihlenen yapı farklı dönemlerde onarımlar geçirmiştir. Merkez mekan kare planlı olup pandantif geçişli on altı dilimli bir kubbe örtülmüştür. Kare mekan dört yönde haç kolları ile genişletilmiştir. Batıda mozaikler ile süslü iki geniş narteks, kapının bulunduğu revaklı cephesi ile dışa açılmaktadır. Yapı doğuda içten yarım yuvarlak dıştan çokgen bir apsis ve apsisin her iki yanında pastaforium hücreleri ile bitmektedir.
Yonca Planlı Kiliseler
Yonca plan, Erken Bizans Dönemi’ne dayanan her dönemde var olan ancak özellikle son Bizans Dönemi’nde çok yaygın olarak kullanılan bir plan şemasıdır. Yonca plan tipinde merkezi kubbe başlangıçları kasnak seviyesi ile aynı olan üç ya da dört yarım kubbeyle genişletilmiş ve kuzey – güney doğrultusunda yapılan dışa taşmalarla plan tamamen farklı bir görünüm kazanmıştır. Başlıca Örnekleri: Akdamar kilisesi (Van, 915 – 921), Panayia Muhliotissa Kilise (İstanbul, 10. yüzyıl)
Dehliz Planlı Kiliseler
Geç Bizans döneminde kullanımına başlanan bu plan tipinin Kapalı Yunan Haçı plan tipi ile benzerliği bulunmamaktadır. Yapının naos kısmında dört kemer üzerinde yükselen bir kubbesi bulunmakta ve orta mekan bu kubbenin altında kalmaktadır. Bu orta kısımda, üç yandan at nalı gibi saran basık tonozlu dehlizler bulunmaktadır. Bu plan tipinin 1261’den sonra ortaya çıktığı bilinmektedir. Yapıda pandantifli ve yüksek kasnaklı bir kubbe ile yüksek bir naos kısmı bulunmakta, bu mekanı üç taraftan basık ve tali bir rol oynayan dehlizler çevirmektedir. Bu plan tipine İstanbul’dan Feneri İsa Kilise Camii ve Fethiye Kilise Camii örnek olarak verilebilir.
Yararlanılan Kaynaklar
- Canan KILIÇ – Bizans Mimarlığında Kapalı Yunan Haçı Plan Şeması
- Özge AÇIKALIN – Alanya Kiliselerinin Mimari Analizleri ve Günümüzdeki Korunmuşluk Durumlarının İrdelenmesi
- Görkem Yenice – Teos Liman Kilisesi