Kayseri Ulu Cami | Anadolu Selçuklu Sanatı | Okur Yazarım
Anadolu Selçuklu Sanatı Sanat Tarihi

Kayseri Ulu Cami

Written by Okur Yazarım

İnşa Tarihi: 12. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği kabul edilir.
Konumu:
Kayseri’nin merkezinde yer alan kapalı çarşının yakınındadır.
Bani ve Mimarı:
Kaynaklarda, Melik Muhammed tarafından inşa ettirildiği yazmaktadır.

Mimari Tanım

Kayseri’nin en eski mimari yapısı, Danişmentliler döneminden kalan Kayseri Ulu Cami’dir. Sultan Camisi olarak da bilinen Ulu Cami, o dönemde Kayseri’de inşa edilmiş en büyük yapıdır. Daha sonra Hunat Hatun Camii’nin yapılmasıyla birlikte, bu özelliğini yitirmiştir.

Ulu Cami’nin, 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Caminin en eski kitabesi, kuzey duvarında yer alan tamir kitabesidir. Dikdörtgen şeklinde beyaz mermer üzerine kalın sülüs ile yazılı dört satırlık  kitabede, yapının 1205-1206 yıllarında onarıldığı yazılıdır. Bu bilgilere bakılarak 1205 yılından daha önce yapıldığı kesinleşen yapının tam tarihi bilinmemektedir. Halil Ethem Bey’e göre cami, Danişmentlilerden Melik Muhammed Gazi tarafından, 12. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir.

Ulu Cami, gerçekte 33×50 m boyutlarında olmakla beraber, günümüzde planı bozulmuştur. Kiliseden devşirilen camide kullanılan sütunlardan bir kısmı, bu kiliseye aittir.

Caminin kıble duvarının arkasında, Melik Gazi Medresesi ve bunun içinde adı geçen hükümdara ait olduğu tahmin edilen kitabesiz bir türbe bulunur.

Kayseri Ulu Cami, daha sonraki yıllarda III. Ahmed döneminde tamir edilmiştir. Ayrıca caminin yanına, III. Selim’in reisülküttabı Raşid Efendi tarafından bir kütüphane yaptırılmıştır.

Kayseri Ulu Cami, Kütüphane

Plan Özellikleri

Günümüzde yıkılmış ve ortadan kalkmış olan medrese ile birlikte külliye hâlinde inşa edilen cami, Anadolu Selçuklu cami plan tipini aynen yansıtır. Düzgün olmayan dikdörtgen şeklindeki cami, mihrap önü kubbeli, mihraba paralel sekiz sahına ayrılmış derinlemesine uzanan bir tasarıma sahiptir. Cami, orijinalde iç avlulu ve üzeri açık olsa da, günümüzde kubbe ile kapatılmıştır.

Yapıya 1205 yılındaki tamir sırasında eklenmiş olduğu sanılan minare, Kayseri’nin en eski minaresidir. Yapının batı duvarına konumlandırılmış olan minare, dört köşeli bir kaide üzerinde yükselir ve tuğla malzemeyle inşa edilmiştir. Gövde, şerefeye doğru incelir ve gövdenin üzerinde mazgal pencereler vardır. Tuğla örgülü şerefe korkuluğu, orijinal değildir. Silindirik formlu petek kısmı, tamir sırasında yenilenmiştir. Külahı ise, sac ile kaplanmıştır.

Yapıya, biri kuzeyden; diğerleri doğu ve batıdan olmak üzere üç kapıdan girilmektedir. Kuzey cephesinde, harime giriş kapısı ve kapının iki yanında ikişer pencere bulunmaktadır. Dikdörtgen formlu kapı, kaval silmelerle sınırlandırılmıştır. Basık kemerli kapının üzerinde, biri daha büyük olmak üzere iki kitabe bulunur.

Güney cephesinde ise, bir pencere açıklığı yer alır ve pencerelerin altında duvar, dışa doğru bir çıkıntı yapmaktadır. Bu yöndeki kapı, doğu kapısı ile simetrik olarak inşa edilmiştir. Doğu cephesinde, camiye bitişik vaziyette Raşit Efendi Kütüphanesi yer almaktadır. Kütüphanenin camiye açılan kapısı, sonradan kapatılmıştır. Doğu taç kapı, dikdörtgen formda ve etrafını çevreleyen silmelerle hareketlendirilmiştir. Kapı üzerinde dikdörtgen biçimde bir pencere ve basık kemer silmesinin üzerinde de kitabesi yer almaktadır. Kapı ve giriş düzenlemesi, batı kapısı ile benzerlik göstermektedir.

Kayseri Ulu Cami Batı Kapısı

Harim, mihraba paralel sekiz sahından ibarettir. Sahınları, aralarında devşirme sütunlar üzerine oturan sivri kemerler ayırmakta ve örtü sistemini desteklemektedir. Sütunlar, birbirinden farklıdır. Yoğun olarak devşirme unsurların göründüğü sütunlarda, malzeme ve biçim olarak farklılık dikkati çekmektedir. Kesme taş örgülü ayaklar, taş veya mermer sütunlar, harimde farklı şekilde konumlandırılmıştır.

Harim’in üst örtüsü, günümüzde orijinalliğini yitirmiştir. Mihrab önü kubbesi ve orta mekanı örten kubbeli bölüm dışında caminin bütün sahınları, ahşap tavanlıdır. Mihrab önü kubbesine, dört yönde dikdörtgen şeklinde pencereler açılmıştır. İki kubbeye de geçiş, pandantiflerle sağlanmış olup; kubbeler, çift merkezli sivri kemer tarafında taşınmaktadır. İç avlunun, orijinalde neden açık olduğu merak konusudur. Sebebinin, içeriyi aydınlatmak olduğu düşünülmektedir.

Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap, orijinal olmayıp, şimdiki hali Selçuklu dönem özelliğini yansıtmadığı gibi, yapıya tam oturmamıştır. Mihrap; beyaz mermerden, üstte dendanlarla taçlandırılan dikdörtgen bir şekil oluşturmaktadır. Üzerinde bulunan kitabeye göre, H. 1253/ M. 1837 yılında Kayseri naibi Nuri Efendi tarafından, camiye ilave edildiği anlaşılmaktadır.

13. yüzyıl özelliğini yansıtan klasik görünüşteki minber, sahte kündekari tekniğiyle yapılmış olup, kapısı hariç derin oyma tekniği kullanılarak şekil verilmiştir. Minberin kitabesi olmadığı için, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin değildir.

Süsleme Özellikleri

Ulu cami, genel hatlarıyla sade bir görünüme sahiptir. Tarihi süreç içerisinde birçok onarım geçiren eserin, orijinal halinden çok şey kaybettiği, günümüzde görülen birçok unsurun, onarımlar sırasında yapıya ilave edildiği anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ışığında, mevcut süslemeler hakkındaki bilgilere bakılarak, sadece kapılar ve mihrapta görülen bazı süslemelerin dönemine ait olabileceği göz önünde bulundurulur.

Cephe, sade tutulmuştur. Caminin duvar örgüsünde, kaba yonu taş kullanılmış olup, daha sonra yapılan onarımlarla, kaba yonu taşlar yerine düzgün kesme taş yerleştirilmiştir.

Taç kapılar, tezyinat açısından oldukça sadedir. Kuzey yönde bulunan kapı, dikdörtgen formda olup, kaval silmelerle hareketlendirilmiştir. Doğu ve batı yöndeki kapılar da benzer düzenlemelere sahiptir.

Minare, süsleme açısından sadedir ve minareyi hareketlendiren tek unsur, şerefe altında bulunan çini yazı kuşağıdır. Yazı kuşağı, çini mozaik tekniğinde, firuze renkli çiniden yapılmıştır.

Yapıda ahşap süsleme olarak görülen kuzey kapı kanatları, Ankara Etnografya Müzesi’ne götürülmüştür. Bu kapı kanatlarının, 1205 yılında Muzafferuddin Mahmut tarafından yapılan tamir sırasında konulduğu kabul edilmektedir. Bu kapı kanatları, tamamen rölyefli sahte kündekari tekniğinde yapılmıştır.

Minber, sahte kündekari tekniğinde yapılmıştır. Kapı kanatları üzerinde, ortada altı köşeli yıldızlardan gelişen geometrik örgüler, birer daire içerisinde yer almaktadır. Geometrik parçaların üzerleri, rumilerle bezenmiştir. Minberin kapı kanatlarını, kıvrık dallı bitkisel bezemenin yer aldığı bordür çevrelemektedir. Merdiven ve şerefe korkulukları, altı köşeli yıldızların meydana getirdiği şebekeler halindedir. Aynalıklarında, sekizgenlerin meydana getirdiği geometrik ağ içerisinde rumiler yer almaktadır. Üçgen şeklindeki aynalıkların etrafını, bir yazı kuşağı çevrelemektedir. Minberin merdiven ve şerefe korkuluklarında, kafes işçiliği görülmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Kayseri Yapı Envanteri 1.Cilt
  • Kayseri Cami-i Kebir (Ulu Camii) Vakfı’nın Rumi 1254 ve 1256 Yıllarına Ait Muhasebesi
  • Mehmet Çayırdağ – Kayseri Ulu Cami, Türk Etnografya Dergisi
  • Oktay Aslanapa – Türk Sanatı
Click to rate this post!
[Total: 19 Average: 3.2]

About the author

Okur Yazarım

Leave a Comment