Henri de Toulouse Lautrec Kimdir?

0
653

Henri de Toulouse-Lautrec, 24 Kasım 1864 tarihinde Paris’e yakın olan Albi’de doğmuştur. Babası Kont Alphonse Charles de Toulouse Lautrec, annesi ise Adèle Zoë Tapié de Céleyran’dır. Soylu bir aileye sahip olan Lautrec, resimle ilgilenen annesi sayesinde sanatla iç içe olmuştur.

Ne yazık ki Lautrec’in sağlık durumu pek parlak değildir. İklim bakımından daha uygun bir yöreye götürmek amacıyla ailesi onu liseden almak zorunda kalmıştır. Buna göre yılın belirli zamanlarını Nice’te geçirmesi gerekmiştir. Hastalığına rağmen çocukluğu spor ve entelektüel eğlencelerle dolu olan Lautrec, boş zamanlarını amcası Charles’ın kılavuzluğunda resim yaparak geçirmiştir. Henri, on üç yaşındayken bir kaza geçirerek sol uyluk kemiğini kırmıştır. Bunun gibi çeşitli kazalar yaşayan sanatçı kemik uçlarındaki kıkırdakların gelişmemesi nedeniyle oldukça hassas bir bünyeye sahiptir. Bu yüzden boyu da kısa kalan Lautrec, her şeye rağmen umutsuzluğa kapılmadan başına gelen üzücü durumlara gülüp geçmiştir. Zorlu bir hayat yaşayan Lautrec, deliryum tremens krizi geçirerek 9 Eylül 1901 yılında yaşamını yitirmiştir.

Eğitim Hayatı

Henri Toulouse Lautrec, ilk eğitimini annesinden almıştır. Annesi dışında özel öğretmenlerden de Latince ve İngilizce öğrenmiştir. Daha sonra Paris’teki Condorcet Lisesi’ne giden sanatçı, sağlık sorunları nedeniyle lise eğitimini yarıda bırakmıştır. Evde eğitimine devam eden Lautrec, boş zamanlarını amcası Charles ile resim yaparak geçirmiştir. 1881 yılında Paris’e dönerek Bakalorya sınavına giren Lautrec, bu sınavda başarı gösterememiştir. Bir sonraki sınava kadar Paris’te kalan sanatçı, sınavı geçmiştir. Artık sadece resim ile uğraşan Lautrec, ilk olarak Princeteau adında bir aile dostunun atölyesinde çalışmıştır. Daha sonra, Leon Bonnat ve Fernand Cormon ile çalışan sanatçı, Cormon’un atölyesinde Vincent Van Gogh ile tanışmış ve eserlerinden çok etkilenmiştir.

Sanat Hayatı ve Eserleri

Henri Toulouse Lautrec, eğitim hayatı boyunca birçok hocadan yağlı boya dersleri alarak tekniğini geliştirmiştir. Özgün resim ve desenler yapan sanatçı, hayatının büyük kısmını geçirdiği Paris’te çok sayıda eser üretmiştir. Afiş tasarımı konusunda oldukça başarılı olan sanatçı, Paris’teki kabare ve eğlence mekanları için afiş tasarlamıştır. Afişlerinde resim yeteneğini konuşturan sanatçı, kendi üretimi olan ve elleriyle yazdığı tipografik yazı karakterlerini de kullanmıştır.

Afiş Tasarımları

Lautrec afişlerinde açık kompozisyonlar kullanmış, figürler yalın ya da siluet halinde etüt etmiş, belirgin dış hat çizgiler kullanıp etkililiği arttırmıştır. Afişlerinde sembolik ayrıntılara yer veren sanatçı, hem resim hem de yazı açısından gerekli öğelerle doldurmuştur. Böylelikle afişin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Sanatçı ilk afişini 1891 yılında Moulin Rouqe adlı gece kulübünün tanıtımı amacıyla yapmıştır. Bu afiş onu büyük bir ün sahibi yapmıştır. Böylelikle grafik sanatına hızlı bir giriş yapmıştır.

1893 yılında ise Divan Japonais adlı kafe için yaptığı Jane Avril portesinde bir kabare ortamını tasarlayan sanatçı, dikey bir kompozisyon kullanmıştır. Kompozisyon içerisinde dans eden bir figür ve çalgılı bir müzik aleti tutan ve önde yer alan bir el bulunmaktadır. Bu başarılı afiş üzerine Jane Avril’in Paris’e girişinde ve Londra gösterisi için de afiş yapan sanatçının bu işleri de dikkate değerdir.

Portre

Henri Toulouse Lautrec’in afiş tasarımı dışında yaptığı eserlerdeki tarzı, öğrencisi olduğu Leon Bonnan’ tan çok Princeteau, Brawn, Flawin ve Van Gogh gibi post empresyonist tarzını yansıtmaktadır. Van Gogh’a yaptığı portre, kendi özgün tarzını taşıyan ilk portresi sayılmış ve bu eserle dinamik post empresyonist tarzını korumuştur.

Henri Toulouse Lautrec’in olgunluk dönem eserleri eserleri Japon baskı tekniğini yansıtmaktadır. Lautrec, bu teknik ile kendisine örnek aldığı Edgar Degas’ı taklit etmiştir. Gelişen tarzının yoğun etkisi post empresyonizm akımının ressamlarından dolayı olmuş, o dönemde hayvanları ve insanları konu edinen Lautrec’ in, Degas’ı bu denli örnek almasındaki sebep yansıttıkları konuların aynı olmasından kaynaklanmaktadır.

Evler Serisi

Lautrec’in en verimli dönemi, en büyük şaheserlerini yarattığı günler, hiç kuşkusuz özel evlere gittiği dönemdir. Burada başka hiçbir yerde rastlayamadığı sadelik, doğallık karşısında hayrete kapılmaktadır. Lautrec’in “Evler” adlı dizi yapıtlarında açık saçık, iki anlamlı ve kabalığa kaçan hiçbir yön yoktur. Bu anlamda “Au Salon” adlı büyük tablosu gayet sadedir.

“Yalnızlık” adlı tablosunda kızıl saçlı bir kadın vardır. Yalnız olan bu kadın, siyah çoraplarını çıkarmayı bile unutarak kendini yatağın üzerine atmıştır. Lautrec bu eserinde doğallığı yakalayarak oldukça dokunaklı bir etki yaratmıştır.

Henri Lautrec, 1899 sonbaharı ile 1900 yazı arasında yoğun bir çalışma temposu içerisine girmiştir. Bu onun meslek yaşamı boyunca görülmüş en verimli dönemidir. Bu dönemde tekniği değişmiştir. Daha yoğurulmuş biçimde boya kullanmakta, tahta üzerinde çalışmakta, tualdeki renklerin az açık olmasına dikkat etmektedir. 1899 yılına ait Motograf isimli eserde bu tarzın etkisi hissedilmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Fahrettin Geçen, Tarık Yazar – Henri de Toulouse-Lautrec’in Afiş Tasarımlarında Resim ve Tipografi İlişkisi
  • Nur Uzuner, Cengiz Şahin – Post Empresyonist Dönemde Henri de Toulouse Lautrec ve Çağdaş Kültürel Afiş Tasarımına Etkileri
  • Philippe Huisman-M.G. Dortu – Empresyonistler Lautrec
Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz