Adana Ulu Cami | Beylikler Dönemi Sanatı | Okur Yazarım
Beylikler Dönemi Sanatı Sanat Tarihi

Adana Ulu Cami

Written by Okur Yazarım

İnşa Tarihi: Yapıya ait 3 kitabe yer alır. Bunlardan en eskisi, doğu taç kapı üzerinde yer alan 1508-1509 tarihli olup, Ramazanoğlu Halil Bey’e aittir. Minber üzerinde yer alan kitabede, inşanın 1520 yılında bittiği bilgisine ulaşılır. Batı taç kapıda ise, 1541 tarihli kitabe yer alır. Bu kitabede, Piri Bey ismi geçmektedir.

Bulunduğu Yer: Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Kızılay Caddesi üzerinde yer alır.

Bani ve Mimarı: Bani Ramazanoğlu Halil Bey

Mimari Tanım

Adana Ulu Cami, Ramazanoğlu Beyliği’ne ait en önemli eserdir. Selçuklu, Artuklu, Memlük, Zengi ve Osmanlı üsluplarını sentezleyerek bünyesinde barındıran bu ünik eser; türbe, medrese, mescit, imaret, hamam, arasta, çeşme ve çarşılarla birlikte bir külliye meydana getirir.

İnşa tekniği ve fonksiyonu bakımından, farklı birçok bölümden meydana gelen caminin, bazı kısımlarını tarihlemek zordur. Bu işi güçleştiren diğer bir faktör, caminin başka bir yapının yerine inşa edilmiş olmasıdır. Yapıdaki malzeme farklılıklarına, konumlanmasına ve dilatasyon çizgilerine bakıldığında, eserin topyekûn ele alınmadığı, bazı kısımların sonradan ilave edildiği görülür.

Yapıdaki en eski kitabe, 1508-1509 tarihini gösterirken; bani olarak bilinen Halil Bey’in sandukası, 1510 yılını gösterir. Bu durumda yapı, o tarihlerden önce başlanmış ve baninin ölümü üzerine ara verilmiş olabilir. Nitekim harimin, kıble duvarının pencere yukarısına kadar ortası kaba, kenarları ince yontulmuş taşlardan yapılırken, üst kısımların ve diğer yerlerin hep ince yontulmuş taşlardan yapılması da, inşada ara verildiğinin belirtisi olabilir.

Plan Özellikleri

Ulu Cami, plan ve fonksiyon itibariyle; cami, medrese ve türbe olmak üzere 3 ayrı birimden ibarettir. Harime giriş, üçlü açıklıkla sağlanır. Bu açıklıklar, Suriye etkili olup, Şam Ümeyye’yi andırır. Suriye etkili saçak konsolları çıkma yapmıştır.

Genel olarak dikdörtgen bir plana sahip külliyenin harimi, dört sütun üzerine oturan beşer sivri kemer gözü ile mihraba dik 5 sahından meydana gelir. Sahınların üzeri, içten çapraz tonoz, dıştan kırma çatı ile örtülüdür. Kırma çatıdan yukarıya doğru fırlayan poligonal tamburun her bir kenarına, birer pencere açılmıştır. Tamburun üstünde yükselen kubbe, Mısır kubbe tasarımına benzer.

Türbe ve harim kubbesi, birbirine benzer özellikler göstermekle birlikte, Osmanlı mimarisinde olduğu gibi kurşunla kaplanmıştır.

Harimin güneyinde, türbe ve avlu yer alır. Revaklı avlu, enine dikdörtgen bir kuruluş gösterir.  Revak kubbeleri, Antalya Yivli Minare ve Balat İlyas Bey’in kubbelerini andırır bir biçimde oluklu kiremitle kaplanmıştır. Oluklu kiremit, hemen hemen bütün Akdeniz bölgesi ülkeleri için karakteristiktir.

Batı kenarından bir ve kuzeyden iki sıra revaklarla kuşatılan avluya, doğu cephesindeki portallerden geçilmektedir. 16. yüzyılda yapılmış olan batı portali, üç kubbeli ve iki odalı kuruluşuyla, değişik bir giriş mekan düzeni gösterir.

Son cemaat mahali, batıda yer alır. Üzeri iki büyük kubbe ve bir yarım kubbeyle örtülüdür. Bu bölüm iklimden dolayı geniş tutulmuştur.

Doğu portaline bitişik olarak inşa edilen minare, kare kaide üzerine oturur.

Kaidesindeki yuvarlak profilli madalyonlar ve küçük pencereler, Memlük minarelerini andırır. Gövde, poligonal olarak yükselir ve mukarnaslı şerefe altlığıyla sona erer. Külahı, 6 sütunçe taşır ve üzerinde bir tepelik bulunur. Minare gövdesinde yer alan yüzeysel sağır kemerler, Güneydoğu Anadolu minarelerinde görülen ortak bir bezeme anlayışıyla yapılmıştır. Benzer örneği, Mardin ve Hasankeyf minarelerinde de görmek mümkündür.

Süsleme Özellikleri

Adana Ulu Cami ve külliyesi, Ramazanoğulları döneminde inşa edilen eserler içinde, tezyinat bakımından en dikkat çeken örnektir. Külliye, gerek mimarisi gerekse süsleme özellikleriyle Türk sanatının en önemli eseridir. Özellikle cami ve türbede yer alan çini örnekleri, dikkat çekicidir. Çini süslemeler; harim duvar yüzeylerinde, güney cephe ortasındaki mihrap nişinin alt kısmında, mihrabın üst kısmındaki alınlıkta ve harimin batısına ekli mekanın duvar yüzeylerinde yer almaktadır. Caminin doğusuna bitişik türbede ise çiniler, türbe giriş ve iç mekanının duvar yüzeylerinde yer almaktadır. Ayrıca türbede yer alan üç sanduka, bütünüyle çini ile kaplanmıştır.

Cami ve türbe yapısında kullanılan bu çiniler, anıtsal mimariye renk katarak, onun estetik etkisini güçlendirmekte ve ona göz alıcı bir güzellik kazandırmaktadır. Eserdeki çiniler, birbirinden farklı üsluplara işaret etmektedir. Bir kısım çini süsleme, gerek kalite ve gerekse motif ve kompozisyon repertuarı itibariyle, 16. yüzyılın ikinci yarısı, İznik üretimidir. Diğer bir kısım ise, desen özellikleri ve üretim kalitesi bakımından İznik’in genel çizgisinden ayrılır ve mahalli üslup ve geleneklere işaret eder.

Harimdeki kare çini levhalarla meydana getirilmiş panolarda, zengin bitkisel motif ve kompozisyonlarla karşılaşırız. Bu stilize kompozisyon; hatayi, palmet ve lotustan oluşmaktadır. Motiflerde turkuaz, mercan kırmızısı ve mavinin çeşitli tonları tercih edilmiştir.

Eserin mihrabı, bütünüyle çini kaplanmamış olup, sadece mihrap nişinin alt kısmında yer almıştır. Bu bakımdan İstanbul’daki 16. yüzyıl mihraplarındaki çini bezeme anlayışının devam ettirildiği anlaşılmaktadır. Çünkü klasik dönemde, mihrabın tamamen çini ile süslenmesi, pek tercih edilmemiş; alınlık, niş altı, kavsara, sütuneler gibi değişik bölümlerde kullanılması daha fazla rağbet görmüştür.

Mihrap nişinin alt kısmında yer alan pano, kare çini levhalarla meydana getirilmiştir. Çiniler, 16. yüzyıla ait İznik çinileridir. Bununla beraber, mihrapta Suriye etkili zengi düğümleri kullanılmıştır.

Mihrabın üst kısmındaki  alınlığın merkezinde de, hatayi grubu motiflerle meydana getirilen bir kompozisyon vardır. Bir orta eksene göre simetrik tasarlanmış kompozisyonda, merkezdeki hatayi ve rozet çiçeği gibi motiflerin kök ve yapraklarından çıkarak iki yana doğru ayrılan dallar, hançer yaprak, hatayi, gül goncası gibi motiflere bağlanmaktadır. Bu motiflerden de yeni saplar çıkarak kompozisyonun devamı sağlanmakta ve alınlık yüzeyi boş yer bırakılmamacasına dolgulanmaktadır.

Adana Ulu Cami tezyinatında, çininin yanında renkli taş ve mermer malzeme de kullanılmıştır. Harimin avluya bakan cephesindeki kemer yüzeylerinde, pencere pervazlarında, mihrap önü kubbesinin kasnağında ve minarede renkli taş ve mermer işçiliğine yer verilmiştir. Aynı malzeme ve teknik, yapının mihrabında ve türbe mihrabiyesinde de uygulanmıştır.

Ulu Cami’nin biraz masif bir görünüm arz eden doğu cephesi hariç, diğer cepheleri bol sayıda pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerin duvarlara oturtuluş biçimleri ve renkli mermer işçilikleri, Mısır’daki Memlük yapılarında sık karşılaştığımız bir düzenin uzantıları olduklarını açıklıkla ortaya koyarlar. Çift nişli pencere uygulaması da, yine güney etkilidir.

Caminin doğu taç kapısı, siyah ve beyaz mermer döşemeleriyle oluşturulmuş mukarnas bir nişten meydana gelir.

Avlu, siyah beyaz mermerle döşenmiştir. Harime giriş, üçlü açıklıkla sağlanır.  Açıklığın kemerleri, çift renkli taş işçiliği ve zikzaklı kemerleriyle Suriye etkilidir. Doğu yönde yer alan giriş, daraltılıp uzatılmış ve renkli taş işçiliğiyle hareketlendirilmiştir.

Sekiz köşeli minarenin gövdesi, ikisi düğümlü beşi düz toplam 7 silmeyle; ortada ise, düğümlü ve dilimli rölyef ve kemerliklerle süslenmiştir. Minarenin çift renkli taş işçiliği, Bursa işi sağır kemerler ve renkli taş kakmalarıyla Suriye etkilidir. Külah, armut şeklindedir. Zengi ve Memlük etkisi gösterir.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Yrd. Doç. Dr. Savaş Yıldırım – Adana Ulu Camii Külliyesi Çini Süslemeleri
  • Nusret Çam – Ramazanoğulları Beyliği Mimari Eserlerinden Adana Ulu Cami
  • A. Osman Uysal – Adana Ulu Cami

 

Click to rate this post!
[Total: 33 Average: 3.2]

About the author

Okur Yazarım

Leave a Comment