Gaia, Khaos’tan sonra meydana gelen, tanrıdan çok dünyayı, yeri ve evrensel bir öğe olarak toprağı simgeleyen kozmik bir varlıktır.
Hesiodos, Theogonia eserinde Tanrı soylarının başlangıcını şu dizelerle anlatır:
“Khaos’tu hepsinden önce var olan,
Sonra geniş göğüslü Gaia, Ana Toprak,
Sürekli, sağlam tabanı bütün ölümsüzlerin,
Onlar ki tepelerinde otururlar karlı Olympos’un
Ve yol yol toprağın dibindeki karanlık Tartaros’ta,
Ve sonra Eros, en güzeli ölümsüz tanrıların,
O Eros ki elini ayağını çözer canlıların,
Ve insanların da tanrıların da ellerinden alır
Yüreklerini, akıl ve istem güçlerini.”
“Bütün ölümsüzlerin sürekli, sağlam tabanı” olarak tanımlanan Gaia, “parthenogenesis” (kendi kendine doğurma) prensibine göre; ilk önce Uranos’u (Gök), sonra Dağları ve Pontos’u (Deniz) yaratır.
“Toprak bir varlık yarattı kendine eşit:
Dört bir yanını saran Uranos, yıldızlı Gök’ü,
Mutlu tanrıların sürekli, sağlam yurdunu.
Yüksek dağları yarattı sonra,
Konaklarında tanrıçalar oturan dağları.
Sonra denizi yarattı, ekin vermez denizi:
Azgın dalgalarıyla şişen Pontos’u.
Kimseyle sevişip birleşmeden yaptı bunu.”
Sonrasında Uranos ile birleşen Gaia, Titanları (Okeanos, Koios, Hyperion, İapetos, Theaia, Rheia, Themis, Mnemosyne, Phoibe, Thetys ve Kronos), daha sonra Zeus’a şimşek ve yıldırımları verecek olan alınlarında tek gözleri bulunan Kyklopları (Brontes, Steropes, Arges) ve yüz kollu, elli başlı Hekatonkheirleri (Kottos, Gyes, Briareos) doğurur.
“Sonra sarmaşıp kucaklaşıp Uranos’la
Doğurdu derin anaforlu Okeanos’u
Ve Koios’u, Hyperion’u, İapetos’u,
Theia, Rheia, Themis ve Mnemosyne’yi,
Altın taçlı Phoihe’yi, sevimli Tethys’ü.
Bunlardan sonra Kronos geldi dünyaya,
O ard düşünceli tanrı,
En belalısı Toprak oğullarının.
Ve Kronos diş biledi: yıldızlı babasına.
Sonra Toprak Kyklop’ları doğurdu, azgın yürekli,
Brontes’i, Steropes’i ve helalı Arges’i
-ki bunlar vermiştir Zeus’ a şimşekleri, yıldırımı-
Her bakımdan tanrıya benziyordu bunlar
Ama bir tek gözleri vardı alınlarında
Yuvarlak tek gözlerinden geliyordu adları,
Zorlu, başarılıydılar hep yaptıklarında.
Başka oğulları da oldu Gaia ile Uranos’un,
Üç yaman oğul ki korku ile anılır adları:
Kottos, Biareus, Gyes, başı göklerde çocuklar.
Her birinin yüz kolu vardı
Omuzlarından sarkan, korkunç,
Ve elli başı güçlü omuzları üstünde.
Korkunçtu koca bedenlerinin amansız gücü.”
Daha sonra kendi doğurduğu Pontos ile birleşen Gaia; Nereus, Thaumsai, Phorkys, Keto ve Eurybie’yı doğurur. Gaia, son olarak Tartaros’la birlikte olarak bütün canavarların babası ve en tehlikelisi sayılan, yarı yılan-yarı insan Typhon’u doğurur.
Gaia ve Uranos
Gaia ile Uranos’un birleşmesinden sonraki süreçte, evrene egemenlik savaşının ilk belirtisi olan olay gerçekleşir. Uranos, hem iğrendiği hem de elinden iktidarını almalarından korktuğu Kyklopları ve Hekatonkheirleri tek tek Tartarosa hapseder.
“Böylesi korkunçtu Toprakla Gökün oğulları.
Babaları ilk günden iğrenmişti onlardan,
Doğar doğmaz gün ışınına çıkaracak yerde
Toprağın bağrına saklamıştı onları
Ve Uranos sürdürürken bu korkunç oyunu
Koca Toprak inim inim inliyordu zorundan.”
Bunun üzerine Gaia, “Benden ve bir azılı varlıktan doğan oğullarım, Suçlu bir babanın cezasını verelim, Dinleyin beni, Ne kadar babanız da olsa bu varlık, Odur kötülükleri ilkin tasarlamış olan.” diyerek Titanları, babaları olan Uranos’u cezalandırmaları için kışkırtır ve çelikten bir tırpan yapar. “Ana, ben göreceğim bu işi, sözüm söz, Kötü bir babaya acımam, babamız da olsa, Kötülükleri ilk tasarlayan odur madem.” diyen Kronos, Uranos’u cezalandırmayı kabul eder.
Bunu duyan Gaia, tırpanı Kronos’a vererek ona pusuya yatmasını söyler. Gece Uranos Gaia’nın yanına gelip yatacağı sırada, Kronos pusuya yattığı yerden çıkarak sol elini uzatıp sağ elindeki tırpanı Uranos’a doğru sallar, babasının hayalarını keser ve arkasından bir yere fırlatır.
Etrafa saçılan kanlardan Erinysler, devler ve Dişbudak Perileri (Melia’lar) meydana gelir. Kanayan organın denizdeki köpüklerle buluşmasından da Güzellik Tanrıçası Afrodit doğar.
Titanlar, daha sonra Kyklopları ve Hekatonkheirleri, Tartaros’dan çıkarır. Kykloplar ve Hekatonkheirlar da, minnettarlıklarının bir göstergesi olarak Kronos’a bir saray inşa edip, Kronos’u evrenin hakimi olarak ödüllendirirler. Fakat Kronos, evrenin hakimiyetini eline alır almaz, onları tekrar Tartaros’a hapseder.
Olympos Tanrılarının Doğuşu ve Yükselişi
Rheia, kardeşi Kronos ile birlikte olarak, Olympos Tanrıları olarak da bildiğimiz; Hestia, Demeter, Hera, Hades, Poseidon ve en son olarak Zeus’u doğurur.
“Rheia Kronos’un yatağına girince
Şanlı evlatlar doğurdu ona:
Hestia, Demeter, altın sandallı Hera
Ve güçlü Hades, yerin altında oturan,
Yüreği acımak nedir bilmeyen tanrı,
Toprağı sarsan, uğultulu tanrı Poseidon,
Ve temkinli Zeus, tanrıların ve insanların babası,
Yıldırııııları yeryüzünü titreten.”
Fakat Kronos, tıpkı babası Uranos gibi zorbaca davranarak, çocuklarını teker teker yutar.
Çünkü Uranos ve Gaia, çocuklarından birinin kendisini tahtından edeceğini Kronos’a kehanet etmişlerdir. Bu yüzden doğacak çocuklarından birinin, kendisini öldürüp yerine geçeceğinden korkmaktadır. Zeus’un doğumundan önceki bütün çocukları Kronos tarafından yutulan Rheia, Zeus’a gebe kaldığında, Gaia ve Uranos’a Zeus’u Kronos’tan gizli doğurmak için yalvarır. Hesiodos, Zeus’un doğuşunu şu şekilde anlatır:
“Sonra bereketli Girit’te Lyktos’a götürdüler onu,
Son oğlu büyük Zeus’u doğuracağı gün.
Ulu Toprak tanrıça aldı çocuğu
Besleyip yetiştirmek için koca Girit’te;
Hızlı gecenin karanlıklarından yararlanıp
Diktos tepelerine götürdü onu,
Sık ormanlarla kaplı Aigaion eteklerinde
Kutsal toprağın gizli derinliklerinde
Ulaşılmaz bir mağaraya sakladı onu,
Sonra koca bir taşı bezlere sarıp
Verdi göklerin güçlü oğlu Kronos’a,
O da yakalayıp iki eliyle taşı
Yuttu indirdi uğursuz midesine,
Anlamadı yuttuğunun bir taş olduğunu,
Oğlununsa dipdiri kaldığını,
Ve az sonra yenilmez, baş olmaz gücüyle
Babasının hakkından geleceğini,
Onu tahtından atıp yerine geçeceğini,
Ölümsüzlerin kralı olacağını.”
Gaia, Girit Adası’ndaki mağarada gizlenen Zeus’a bakması için, Melisseus’un kızları Dişbudak Perisi Adrestia ile onun kız kardeşi İo’yu ve Amaltheia’yı tayin eder. Zeus burada, üvey kardeşi Pan ile birlikte, Amaltheia’nın sütünün yanı sıra balla beslenir.
Zeus büyüyüp olgunluk çağına geldikten sonra, Okeanos Irmağı kıyısında, dişi Titan Metis ile karşılaşır. Metis’in Zeus’u yönelendirmesi sonucunda, annesi Rheia’yı ziyaret eden Zeus, annesine babası Kronos’tan intikam alabilmesi için, kendisini Kronos’un sakisi yapmasını söyler. Rheia, bunu hemen kabul eder. Bazı anlatılarda ise; Metis, ona Kronos’u kusturmak için hazırladığı karışımı verir. Zeus, bu karışımı Kronos’un içkisine koyar. İçkiyi içen Kronos, hem Zeus yerine yuttuğu taşı hem de daha önce yuttuğu çocuklarını kusar. Kardeşleri ile oradan ayrılan Zeus, Titanlarla 10 yıl sürecek savaşın da başlamasına sebep olur.
Bu savaşın bir tarafında, gücünü kaybeden Kronos’un yerine, kendilerine komutan olarak İapetos’un oğlu Atlas’ı seçen Titanlar, diğer tarafında ise, kendilerine Zeus’u lider seçen Kronos’un çocukları vardır. 10 yıl süren savaşta, uzun süre iki taraf da herhangi bir üstünlük sağlayamaz. Fakat Gaia, Zeus’a, Kronos’un tahtı ele geçirdikten sonra Tartaros’a gömdüğü Kyklopları ve Hekatonkheirleri serbest bırakıp onlardan yardım alırsa Titanları devirebileceği kahanetinde bulunur. Zeus, Kronos’un Kyklopları ve Hekatonkheirleri kapattığı zindanın bekçiliğini yapan, belden yukarısı yılan saçlı bir kadın, belden aşağısı ise 4 ayaklı bir ejderha olan Kampe’yi öldürdükten sonra, Kyklopları ve Hekatonkheirleri Tartaros’tan kurtarır.
Bunun üzerine Kykloplar, (kimi anlatılara göre Hepaistos yardımıyla) Zeus’a, saldırı silahı olarak yıldırımı; Hades’e, görünmezlik miğferini ve Poseidon’a da üç dişli yabayı vererek Hekatonkheirler ile birlikte Zeus’a bağlılık yemini ederler. Bu olaylardan sonra Zeus, Hades ve Poseidon, savaş planlarını hazırlarlar; Hades; Poseidon, Kronos’a üç dişli yabasıyla saldırıp onun dikkatini başka yere çektiğinde, karanlığa bürünüp Kronos’un silahlarını çalar ve Zeus da gönderdiği yıldırımla babasını öldürür. Bu arada Hekatonkheirler, yerlerinden söktükleri kayaları, geri kalan Titanlara savurur. Diğer Tanrılar da, onları takip ederler. Kronos ve Atlas’ın dışında savaşta yenilen bütün Titanlar, bir daha Hellas’ı rahatsız etmemek üzere, Hekatonkheirlerin nöbet tuttuğu Tartaros’a hapsedilirler. Titanların lideri olan Atlas ise, ibret olması için, Zeus tarafından dünyayı omuzlarında taşımakla cezalandırılırlar. Fakat dişi Titanlar, Rheia ve Metis’in hatırına cezalandırılmazlar.
Böylece Gaia, birinci devrimi Uranos için hazırladıktan sonra, ikinci devrimi de Uranos’u deviren oğlu Kronos için hazırlamış olur.
Yararlanılan Kaynaklar
- Theogonia & İşler ve Günler – Hesiodos – Çeviri:Sabahattin Eyüboğlu ve Azra Erhat
- Robert Graves- Yunan Mitleri