Andrea Mantegna, 1431’de Vicenza ile Padova arasındaki Isola di Cartura adında küçük bir köyde dünyaya gelmiştir. Marangoz olan babasının adı Blasius’tur. Mütevazı bir aileye sahip olan Mantegna, ailenin ikinci çocuğudur. Anne ve babasını erken yaşta kaybeden sanatçı, 1441’de ressam Francesco Squarcione tarafından evlat edinilmiştir. Bu sayede sanat ile tanışan Mantegna, Francesco Squarcione’den çok şey öğrenmiştir. Mantegna, 1448’de 17 yaşındayken Padova’da kendi atölyesini kurmak istemiştir. Bunun için Squarcione’nin vesayetinden ayrılmak isteyen sanatçı ilk büyük altar resmini de aynı yıl Padova’daki S. Sofia için yapmıştır.
Kuzey İtalya’da Erken Rönesans’ın en önemli ressamı olan Andrea Mantegna,1453’de Venedikli ressam Jacopo Bellini’nin kızı Nicolosa ile evlenmiştir. Başarılarla dolu bir hayat yaşayan Mantegna, 16 Eylül 1506’da aramızdan ayrılmıştır.
Eğitim Hayatı
Andrea Mantegna, ilk sanatsal ve kültürel eğitimini Padova’da Francesco Squarcione’den almıştır. Squarcione, aynı zamanda bir öğretmendir. Yenilikçi bir öğretim yöntemi kullanan sanatçı, öğrencilerine çizimin yanı sıra antik heykellerden kopya yapmayı da öğretmiştir. Arkeolojiye meraklı olan ressamın bu konudaki çizim ve çalışmaları Mantegna üzerinde etkili olmuştur. Hümanist bir anlayışın kökleşmeye başladığı bir İtalyan kenti olan Padova, Mantegna’nın gelişimi için çok önemli bir bölgedir. Burada Donatello ile tanışan sanatçı, ondan büyük ölçüde etkilenmiş ve sanat üslubunun gelişmesine katkıda bulunmuştur. Özellikle Donatello’nun heykelsi biçimleri ve arkeolojik kalıntıların kütleselliği Mantegna’nın sanat üslubunu oluşturan etmenlerdendir.
Sanat Üslubu ve Eserleri
Andrea Mantegna, sanat yaşamına Padova’da başlamıştır. Burada büyük bir şöhret kazanan sanatçı aynı zamanda Donatello gibi bir çok sanatçıyla temasa geçmiştir. Çok yönlü sanatçı resim dışında bakır oyma işleri de yapmıştır. Ayrıca tuval üzerine resim yapan ilk İtalyan ressamları arasındadır. Mantegna, Antik Roma dönemine ilgi duymuştur. Bu ilgiyi eserlerindeki mimari betimlemelere yansıtan sanatçı ayrıca mitolojik konuları da resmetmiştir. Mantegna, bir perspektif ustasıdır. Perspektifle yaratılabilecek olağandışı efektler üzerine deneyler yapmaktan çekinmeyen sanatçı neredeyse üç boyutlu diyebileceğimiz yanılsamalarda oldukça başarılıdır. Yanılsamacı freskleri Barok tavan resmine ilham kaynağı olan sanatçı, özellikle Camera degli Sposi tavan fresklerinde büyük bir başarı yakalamıştır. Mantegna, insan formlarını ve nesneleri adeta kesilip çıkarılmış ya da oyulmuş hissi veren keskin dış hatlarla biçimlendirmiştir.
Andrea Mantegna ilk büyük altar resmini 1448’de tamamlamıştır. 1449’da ise Niccolo Pizzolo ile Eremitani Kilisesi’nin Ovetari Şapeli fresklerini yapmaya başlamıştır. Bu çalışması 1459’a kadar devam etmiştir. Yapı II. Dünya Savaşı sırasında harap olduğundan günümüze az sayıda örnek gelebilmiştir. Mantegna burada Aziz Petrus, Aziz Paulus ve Aziz Christophorus’un yaşamına ilişkin sahneleri resmetmiştir. 1452’de S. Antonio Kilisesi’nde bir fresk üzerinde çalışmaya başlayan sanatçı, 1456-59 yılları arasında ise Verona’daki S.Zeno Maggiore Kilisesi altar panosunu resmetmiştir. Bu çalışmasındaki yalıtılmış ve statik figürler, güçlü Donatello etkileri yansıtmaktadır.
1459’da Mantova’ya giden ve Marki Ludovico Gonzaga’nın saray ressamı olan sanatçı, vefatına kadar burada kalmıştır. Mantova’da kendisini tamamen çalışmalarına veren Mantegna, en ünlü eserlerini burada tamamlamıştır. 1474’te ise Mantova Düklük Sarayı’nda Camera degli Sposi’nin fresklerini resmetmiştir.
Mantegna, 1488’de Papa Innocence VIII tarafından Vatikan’daki özel Belvedere şapelini resmetmesi için Roma’ya çağrılmıştır. Buradaki çalışmaları günümüze ulaşmayan sanatçı, 1497’de ise Isabella d’Este için bir mitolojik resimler dizisi yapmıştır. Bunlar Parnassus ve Doğruluğun Zaferi isimli resimlerdir. Mantegna bu çalışmalarında ilk çağ temalarını alegorik bir anlatımla ortaya koymuştur. Özellikle Parnassus, canlı ve neşeli anlatımı, güçlü devinim duygusuyla sanatçının yapıtları arasında tek örnek olarak kalmıştır.
Gonzaga Mahkemesi (The Court of Gonzaga)
Gonzaga Mahkemesi, 1465-74 yılları arasına tarihlendirilmektedir. Alçı üzerine ceviz yağıyla yapılan fresk, 805 x 807 cm ölçülerinde olup Mantova’daki Ducal Sarayı (Palazzo Ducale) için yapılmıştır. Camera degli Sposi’nin kuzey duvarında yer alan bu freskte, çeşitli memurlar, bir cüce ve evcil köpek de dahil olmak üzere Gonzaga ailesinin ve sarayının tüm üyeleri resmedilmiştir. Oldukça kalabalık bir sahne olan bu eserde önemli bir mektubun Dük Ludovico’ya teslimi resmedilmiştir. Bir anlatı unsuru içeren bu eserde figürler hareket halinde ve ifade anlamında farklılık göstermektedir. Eserde ana tema Gonzaga ailesinin yüceltilişidir. Klasik mimarlık ögeleriyle süslü eser, öyküsel anlatı bağlamının dışında bir aile grubu portresi olarak değerlendirilmektedir. Ne yazık ki eser nemden, yaralanmadan ve kötü restorasyondan zarar görmüştür.
Camera degli Sposi Tavan Freski (Ceiling Oculus)
Andrea Mantegna’nın belki de en ünlü eseri Camera degli Sposi’nin tavan freskidir. Bu eser 1465-74 yıllarına tarihlendirilmektedir. Çapı 270 cm olan eser, Ducal Sarayı (Palazzo Ducale) için yapılmıştır. Perspektifte oldukça başarılı olan sanatçı, bu eserde yeteneğini göstermiştir. Camera degli Sposi’deki yuvarlak tavan freski açık bir cennete bakıyormuşuz yanılsaması doğurmaktadır. Göğe açılan bu pencerede boyalı bir korkuluktan sarkan melekler ve öteki figürler aşağıya bakmaktadır. Tavanın muhteşem detayları ve bazı sahneler, tüm İtalyan Rönesans’ının en inandırıcı illüzyonist resimleri arasında yer almaktadır. Bunu başka bir örneği ise Ölü İsa’ya Ağıt eserinde İsa’nın çarpıcı biçimde kısaltılmış bedeninde görülmektedir.
Ölü İsa’ya Ağıt (Lamentation of Christ)
Ölü İsa’ya Ağıt, yaklaşık olarak 1490’a tarihlendirilmektedir. Ahşap üzerine tempera tekniğinde yapılan eser 66×81,3 cm ölçülerindedir. Uzun bir süre Mantegna’nın stüdyosunda kalan eserin kendi mezar şapeli için yapıldığı tahmin edilmektedir. Yada Mantegna, bu eseri satmayı düşünmediği için stüdyosunda tutmuş olabilir. Vefatından sonra oğulları tarafından stüdyosunda bulunan eser Kardinal Sigismondo Gonzaga’ya satılmıştır. 1824’te ise Milano’daki Brera Sanat Galerisi’ne verilmiştir.
Mantegna bu eserinde Rönesans’ta yaygın olan Mesih’e ağıt temasını işlemiştir. İsa Mesih, mermer bir levha üzerine sırt üstü yatmaktadır. Ölümünden üzüntü duyan Meryem Ana, Aziz John ve Mary Magdalene ise İsa’nın yanı başında resmedilmiştir. Perspektifte usta olan sanatçı, eserde İsa Mesih’i resim düzlemine dik bir şekilde yerleştirerek tıpkı Camera degli Sposi tavan freskinde olduğu gibi illüzyonist bir teknik kullanmıştır. İsa’nın bedeni kısaltılmıştır. Seyirciye yakın bir şekilde resmedilen eller ve ayaklarda yara izleri dikkat çekicidir. Burada İsa’nın neden öldüğü vurgulanmak istenmiştir. Oldukça etkileyici olan bu eserde Mantegna, İsa’nın ölü bedenini oldukça gerçekçi bir şekilde resmetmiştir. Mavi kurşuni renkteki bedenin cansızlığı, çökük göğsü, güçsüzce çöken uzuvlar, parmakların katılığı ve çürüyen yaralar çok gerçekçidir.
Diğer Önemli Yapıtları
- Çobanların Secdesi, yak. 1451-53, Metropolitan Sanat Müzesi, New York
- S. Zeno Altarı, 1457-60, S. Zeno Kilisesi, Verona
- S. Sebastiano, yak. 1458, Sanat Tarihi Müzesi, Viyana
- Sezar’ın Zaferi, yak. 1486, Hampton Court Sarayı, Londra
Yararlanılan Kaynaklar
- Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi
- NTV Başvuru Kitapları – Sanat
- Sarah Carr-Gomm – Sanat, Sanatın Gizli Dili
- Paul Kristeller, The Library of The University of California Los Angeles – Andrea Mantegna
- https://www.wga.hu/index1.html