Yunan mitolojisinde savaş tanrısı olarak geçen Ares’in Roma’daki karşılığı ise Mars’tır. Zeus ile Hera’nın birleşmesi sonucu doğan Ares, sürekli savaş başlatıp insanların ölümünden, şehirlerin istila edilmesinden zevk aldığı için çoğu tanrı tarafından sevilmez. Ares, Yunan mitolojisinde şiddeti tahrik eden tutkulu ve hırçın bir aşık ve vicdansız bir arkadaş olarak tasvir edilmesine karşın Romalıların tanrısı Mars’ta bu kötü huylarının hiçbirine rastlanmaz. Homeros’un destanlarında da kaba kuvveti simgeleyen Ares; azgın, uğursuz, çılgın olarak da nitelendirilir.
Homeros’un İlyada’sında Zeus’un oğlu Ares’i sevmediği açıkça belirtilir. Troya savaşında Diomedes tarafından yaralanan Ares, Zeus’un yanına sığınır. Zeus ise pek hoş karşılamaz savaş tanrısını fakat yinede dayanamaz kendi kanından olduğu için.
Bulutları devşiren Zeus, yan yan baktı, dedi ki:
“Böyle ağlaşıp durma dizimin dibinde, dönek,
Olympos’ta oturan tanrılar arasında
benim en iğrendiğim tanrısın sen,
hep hırgur, kavga, savaş işin gücün,
ele avuca sığmaz huysuzluğun, biliyorum,
anadan gelme sana, Hera’dan,
ben de ona zorla dinletirim sözümü,
onun öğütlerinden geldi başına, ne geldiyse.
Ama böyle acı çekmene de dayanamam,
Benim soyumdan gelmişsin bir kere,
Benden doğurdu anan seni,
yoksa bu yıkıcı, bu kışkırtıcı huyunla
bir başka tanrıdan doğmuş olsaydın sen,
çoktan Uranosoğullarının yurdundan
ta aşağılarda bulurdun kendini.”
Böyle dedi, onu iyileştirmesini buyurdu Paian Tanrı’ya.
Ares ve Afrodit
Savaş tanrısı Ares’in güzellik tanrıçası Afrodit’le olan ilişkisi, Homeros’un Odysseia eserinde anlatılır. O sırada Hephaistos’la evli olan tanrıça savaş tanrısıyla ilişkiye girerek Hephaistos’u aldatır. Bu ilişkiyi öğrenen Hephaistos ise onları bir ağ ile tuzağa düşürüp uygunsuz vaziyetteyken bütün tanrıların önüne götürerek alay eder. Ares ile Afrodit’in birleşmesinden Phobos(bozgun), Deimos (korku) ve Harmonia doğar.
Ares ve Savaşları
Girdiği savaşların hepsinden galip olarak ayrılamayan savaş tanrısı, Athena ile yaptığı iki kavgadan mağlup olarak ayrılmıştır. Çünkü akılsızca körü körüne savaşmayı simgeleyen Ares’in karşısında aklın yönettiği yani strateji ve zekayla yönetilen savaşı simgeleyen Athena vardır. Bir başka sefer de ise Aloeus’un dev oğulları tarafından bir tunç kapta 13 ay boyunca alıkonan Ares’i yarı ölü bir haldeyken Hermes kurtarmıştır. Herakles’e mağlup olduğunda ise Olympos’a kaçarak kurtarmıştır kendini savaş tanrısı.
Areopagos-Ares Tepesi
Ares birçok kez mahkemede davacı olarak bulunmasına karşın, Poseidon’un oğlu Halirrhotios’u öldürmek suçundan davalı olarak da mahkemeye çıkmıştır. Ares savunmasında kızı Alkippe’ye zorla sahip olmaya çalışırken Hallirrhotios’u gördüğünü ve kızını kurtarmak için onu öldürdüğünü söyler. Savaş tanrısının anlattıklarını doğrulayan kızından başka bir şahit olmadığı için mahkeme Ares’i beraat ettirir. Cinayet davasında yapılan ilk duruşma olması nedeniyle ondan sonraki duruşmaların yapıldığı bu tepeye Areopagos (Aerios Pagos) yani Ares Tepesi adı verilmiştir. Atina’da Akropolis’in kuzeybatısında yer alan belirgin bir kaya çıkıntısı olan bu tepe antik zamanlarda yaralama, cinayet, kundaklama, dini meselelerin yanı sıra zeytin ağaçlarını içeren davaların görüldüğü mahkeme işlevi görmüştür.
Yararlanılan Kaynaklar
- Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
- Robert Graves – Yunan Mitleri
- Arthur Cotteral&Rachel Storm – Büyük Dünya Mitoloji Ansiklopedisi