İnşa Tarihi: Muğak Attari Cami’nin, 10. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir.
Konumu: Yapı, Özbekistan’da yer alan Buhara Şehri’nin merkezinde bulunmaktadır.
Mimari Tanım
Orta Asya’da inşa edilmiş ve günümüze ulaşmış önemli yapılardan biri olan Muğak Attari Cami, mimari kompozisyonu açısından bölgenin bilinen ilk ve tek örneğidir. Cami zaman içerisinde pek çok değişikliğe uğramıştır. Yapının orijinal hali hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte yapılan araştırmalar ışığında farklı fikir ve görüşler öne sürülmüştür. Muğak Attari Cami üzerinde ilk bilimsel incelemeler, A. Christensen , A. A. Semenov , B. N. Zasıpkin ve İ. İ. Umnyakov tarafından yapılmıştır ancak ilk esaslı araştırma ve kazılar V. A. Siskin ile birlikte N. M. Baçinskiy tarafından 1934-1935 yıllarında gerçekleştirilmiştir. 10. yüzyıl Arap tarihçilerinden Narsahî’nin verdiği bilgiye göre; cami, Buhara Şehri’nde önceleri Mâh sonra Muğak Attari Camisi olarak bilinen şehir kapısı yakınlarında yer almaktaydı. Bu yüzden yapı Mâh Camisi olarak da bilinmektir.
Plan Özellikleri
Çeşitli dönemlerde değişikliğe uğrayan Muğak Attari Cami, bugün içten 17.70 x 13.30 m ölçülerine sahip dikdörtgen planlı bir yapıdır. Harimi altı ayağın ve sivri kemerlerin taşıdığı 12 kubbe örtmektedir.
Doğu-batı yönde uzanan cami üç sahınlı bazilikal bir düzenlemeye sahiptir. Orta sahında yer alan iki kubbe, yükseltilmiş sekizgen kasnaklar üzerine oturarak belirgin kılınmıştır. Bu kasnakların her birinde harimi aydınlatan sivri kemerli pencereler yer almaktadır.
Diğer kubbeler ise daha aşağıda olup basıktır. Harimi kasnak pencereleri dışında güney, kuzey ve doğu cepheye sonradan açılmış dikdörtgen pencereler de aydınlatmaktadır.
Caminin doğu ve güneyinde birer portal yer almaktadır. Doğu portal onarımlar sırasında eklenmiştir. Portalin duvar ekseninde olmayışı eski yapı ve arazi durumuyla ilgili olabilir.Güney yönde yer alan portal oldukça abidevi ölçülere sahip dışa taşkın bir düzenlemeye sahiptir. Orta Asya geleneğinin görüldüğü portal tezyinat açısından dikkat çekicidir.
Batı yönde yer alan mihrap basit bir sivri kemer içerisine alınmış olup, zeminden yükseltilmiştir. Mihraba merdivenle ulaşılabilmektedir.
Yapı plan kompozisyonu açısından oldukça önemlidir. Kimi araştırmacılar plan kompozisyonun kaynağını İslam öncesi dört ayaklı cami planından almış olduğunu düşünür. Kimi araştırmacılar ise Orta Asya’da üç nefli bazilikal planlı kiliselerin Muğak Attari Camisi’nin mimari kompozisyonunu etkilemiş olabileceğini düşünmektedir.
Muğak Attari Camisi, zamanla harap duruma geldikten sonra, 12. yüzyılda yeni bir cami inşa edilmiştir. Bu değişiklikle cami, günümüzde dikdörtgen planlı, altı ayaklı ve üç sahınlı bazilikal planlı tipe dönüştürülmüştür.
Süsleme Özellikleri
Yapı günümüzde onarım gördüğü için tezyinatının bir kısmı yok olmuştur. Var olan parçalar ve arkeolojik buluntulardan hareketle caminin tezyinat açısından önemli bir örnek olduğu düşünülebilir. Muğak Attari Camisi’nin portalindeki süslemelerin esasını tuğla malzeme teşkil etmektedir. Süslemeler tuğlanın çeşitli şekillerde istif edilmesi ve terrakota uygulamasıyla meydana getirilmiştir. Süslemeler zengin bir çeşide sahip olmakla beraber ahenkli şekilde kompoze edilmiştir.
12. yüzyıla ait olup günümüze ulaşan güney portal, yapıda dikkat çeken önemli bir mimari unsurdur. Dışa taşkın portal sivri kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Portal nişinde harime girişi sağlayan bir kapı açıklığı bulunmaktadır.
Portal, stilize bitkisel ve geometrik motiflerle yoğun bir şekilde bezenmiştir. Portal bezemeleri çeşitli boyut ve stillerde hazırlanmış olup tuğlaların değişik şekilde istiflenmesiyle oluşturulmuştur. Güneydeki portalin sivri kemerinde yer alan, turkuaz renginde sırlı Arapça nesih yazı kuşağı, helezon seklinde dal kıvrımları, ufak stilize yapraklar, rumi, palmet ve lotuslar arasında yer almaktadır.
Portalin çeşitli bölümlerinde; yay, meandır, geçme, sekizgen, dörtgen, sekiz köseli yıldız, örgülü geçme, zencirek, fırıldak, küçük yuvarlak, ufak topuz ve baklava motifleri ile satranç tahtası gibi örülmüş çiftli tuğla grupları arasında küçük fiyonk ve -8- şeklinde geometrik motifler bulunmaktadır.
Portal nişinin dış köşelerinde yumuşak kum taşından kolonlar vardır. Kolonların başları birer çizgi şeklinde yatay olarak istiflenmiştir.
15. yüzyılda harap duruma gelen cami 16. yüzyılda önemli değişiklikler geçirmiştir. Özellikle yapının mihrabında, ayaklarında, kemerlerinde ve kubbelerinde dönemin zevkine göre değişiklikler yapılmıştır. Bugün gördüğümüz cami genel hatlarıyla 16. yüzyıldaki mimari özelliklerini yansıtmaktadır.
Cami, 20. yüzyıl başlarında gerçekleşen onarımlarla bazı değişikliklere uğramıştır. Bu onarım sırasında, doğu cephesine klasik portal tarzında yeni bir portal inşa edilmiştir. Portal abidevi ölçülere sahip olup klasik bir görünüştedir. Güney portalden daha sade bir görünüşe sahip olan portal köşelerde yuvarlak köşe sütunceleriyle sınırlandırılmıştır. Portal nişi ve duvar yüzeylerinde geometrik desenler portali hareketlendirmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
- İbrahim Çeşmeli – Orta Asya Camilerinde Tipoloji (7-13. Yüzyıllar)
- Oktay Aslanapa – Türk Sanatı
- Mustafa Cezar – Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimari (İş Bankası Kültür Yayınları)