Ribat-ı Şerif Kervansarayı | Büyük Selçuklu Sanatı | Okur Yazarım
Büyük Selçuklu Sanatı Sanat Tarihi

Ribat-ı Şerif Kervansarayı

Written by Okur Yazarım

İnşa Tarihi: Ribat-ı Şerif Kervansarayı, Hicri 508 (M: 1114/1115) yılında inşa edilmiştir.

Konumu: Yapı, Nişabur-Serahs  ticaret yolu üzerinde Meşhed ile Serahs arasında kalan arazi üzerinde bulunmaktadır.

Bani ve Mimarı: Kervansaray Selçukluların Merv valisi Abu Tahir bin Sadeddin bin Ali el-Kumi tarafından yaptırılmıştır.

Mimari Tanım

Ribat-ı Şerif Kervansarayı

Büyük Selçukluların en önemli abidelerinden biri, Nişabur-Serahs  yolu üzerinde bulunan Ribat Şerif Kervansarayı’dır.  Yapı hakkında geniş incelemelerde bulunan A. Godard’a göre; bu anıtsal eser Selçukluların Merv valisi Abu Tahir bin Sadeddin bin Ali el-Kumi tarafından hicri 508 (M: 1114/1115) de yaptırılmıştır. Kervansarayın kitabesinde sağlam kalabilen kısmından, kitabenin, Serahs’lı usta Katib Ali-Abad el-Mansur Esad bin Muhammed adlı bir kişi tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. Yapı oğuz isyanları sırasında tahrip olmuş ve Terken Hatun tarafından onartılmıştır. Kervansarayda Terken Hatun’un yaptırdığı onarıma ait kitabe günümüzde ayaktadır.

Plan Özellikleri

Ribat-ı Şerif Kervansarayı (Plan)

Tamamen tuğla malzemeden inşa edilen kervansaray dikdörtgen bir düzenlemeye sahiptir. İki avlulu dört eyvanlı kervansaray,  plan açısından Akçakale ve Daye Hatun kervansaraylarıyla benzerlik gösterir.

Daye Hatun Kervansarayı

Ribat-ı Şerif Kervansarayı, düzen ve simetri açısından önemli bir örnektir. Simetrik düzen özellikle, avlu eyvanı, oda ve hücrelerde hissedilir. Dıştan kalevari bir görünüme sahip olan kervansarayın duvarları kalın tutulmuş ve köşelerde kulelerle desteklenmiştir. İki bölümden oluşan kervansarayın ilk bölümündeki köşe kuleleri yuvarlak olmakla beraber ikinci bölümün köşeleri iki yanda yarım yuvarlak kulelerle vurgulanmıştır.

Yapıya giriş güney doğu yönünde bulunan anıtsal portalden sağlanır. Buradan küçük olan birinci avluya geçilir.  Portal üç bölümlü bir düzenlemeye sahip olup dışa taşkındır. Ortada sivri kemerli dikdörtgen açıklık vurgulanmıştır. İki yanında sivri kemerli kare birimler inşa edilmiştir.

Avlu üç yönden revakla çevrilidir. Yapının restitüsyon çiziminde avlunun iki yönde yer alan eyvanlarının birer hücreye açıldığı ve bu hücrelerin üzerinin kubbe ile örtüldüğü görülmektedir.

Buradan eyvanlı bir girişle ikinci avluya geçiş yapılır Eyvanlı girişin üzeri tonoz ile örtülmüştür.

Kareye yakın asıl bölüm 4 eyvanlı revaklı bir avlu etrafında sıralanmış mekanlardan meydana gelmiştir.

Avluya açılan mekanların üzeri tonoz ve kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye geçişte tromp kullanılmıştır.

Süsleme Özellikleri

Ribat-ı Şerif Kervansarayı çok zengin süslemelere sahip bir yapıdır. Süsleme programında tuğla ve alçı malzemeden yararlanılmıştır. Yalnızca tuğla örgülerle meydana getirilmiş çeşitli süslemeler olduğu gibi, alçı ile yapılmış süslemeler de gerçek bir zenginlik gösterir. Yapıda tuğlanın istiflenmesiyle çeşitli motifler oluşturulmuştur. Bunun yanında tuğla alçı karışımı, terrakota süslemeleri farklı tür ve teknikte çeşitli motiflerle tekrarlanmıştır. Ribat-ı Şerif Kervansarayı’nın alçı süslemelerinde stilize yaprak ve çiçekler ile kıvrımlı süslemelerin içlerine ikinci ve üçüncü kademe desenler çizerek benekler meydana getirilmiştir. Onun dışında süsleme programında yazılardan da yararlanılmıştır. Kullanılan yazı türü esas itibariyle kufidir. Yazı firizlerinin fonları da süslenmiş, bu süsleme yazının kendisi ile bağdaştırıldığı gibi, en yakın süsleme alanı ile de ahenkli bir biçimde kurulmuştur. Yapının portal süslemeleri dikkat çekicidir.

Portal yüzeyi tuğla malzemeden geometrik motiflerle bezenmiştir. Portal ortada düğüm motifiyle iki bölüm ayrılmıştır.

Bordür yüzeyinde ise palmet ve rumi gibi bitkisel motiflerden yararlanılmıştır.

Yapıda yazı ve bitkisel figürlerin bir arada kullanıldığı örneklerde görülmüştür. Dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınan nişi, dikdörtgen bir yazı şeridi sınırlandırmaktadır. Yazı şeridi içerisinde yer alan bitkisel ayrıntılar dikkat çekicidir. Niş yüzeyine ise palmet ve rumi gibi çeşitli bitkisel kompozisyonlar uygulanmıştır.

Tuğla örgülerle yapılmış süslemeler Karahanlıların Buhara ve Üzgend’deki 11. yüzyıl süslemeleriyle benzerlik göstermektedir. Alçı süslemelerde, Tirmiz Sarayı süslemeleriyle benzerlikler bulmak mümkün olduğu gibi, 11-12. yüzyıllarda Türklerin alçı süslemelerde çokça uyguladığı daireler, kıvrımlar, stilize bitkisel motiflerin çeşitli örneklerini görmek de mümkündür.

Yararlanılan Kaynaklar

  • Mustafa Cezar – Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimari (İş Bankası Kültür Yayınları)
  • Oktay Aslanapa – Türk Sanatı

 

Click to rate this post!
[Total: 14 Average: 3.6]

About the author

Okur Yazarım

Leave a Comment