Cyclops (Kiklop) | Yunan Mitolojisi | Okur Yazarım
Mitoloji Yunan Mitolojisi

Cyclops (Kiklop)

Written by Okur Yazarım

Efsanevi tek gözlü devler olan Kiklopların (Cyclops) Yunan mitolojisinde 3 ayrı türünden bahsedilir. Bunlardan biri Hesiodos’un evrenin yaradılışı ve tanrı soylarını anlattığı eseri Theogonia(Tanrıların Doğuşu)’sında geçen Gaia ile Uranos’un oğulları göksel Kikloplardır. Bir diğeri Homeros’un Odysseia’sında geçen deniz tanrısı Poseidon’un oğlu Polyphemus gibi Sicilyalı Kikloplardır. Sonuncuları da Lykia’da bulunan duvarcı tek gözlü devlerdir.

Polyphemus – Johann Heinrich Wilhelm Tischbein (1802)

Brontes, Steropes ve Arges

Hesiodos’a göre Gaia ile Uranos’un birleşmesiyle üç türden dev canavar doğar. Bunlar Titanlar, Kikloplar ve yüz elli, elli başlı Hekatonkheirlerdir. Cyclop (Kiklop) “yuvarlak gözlü” demektir ve adları Brontes, Steropes ve Arges olan üç devden her birinin alnında tek bir büyük göz bulunur. Adları simgesel olan bu devlerden Brontes, gök gürlemesi; Steropes, şimşek; Arges ise yıldırım ışını ile ilgilidir.

Sonra Toprak Kyklop’ları doğurdu, azgın yürekli,

Brontes’i, steropes’i ve belalı Arges’i

-ki bunlar vermiştir Zeus’a şimşekleri, yıldırımı-

Her bakımdan tanrıya benziyordu bunlar

Ama bir tek gözleri vardı alınlarında.

Yuvarlak tek gözlerinden geliyordu adları,

Zorlu, başarılıydılar hep yaptıklarında.

İlk tanrılardan olan ve kozmik bir güce sahip olan Uranos, oğulları olan bu devler ve yaratıklardan ürküp doğar doğmaz onları Ölüler Diyarı’nın yedi kat altına, kasvetli ve korkunç bir yer olan Tartaros’a hapseder. Gaia ise evlatlarının bu şekilde hapsedilmesine çok üzülür ve kocasından öç almak ister. Titanlardan olan oğlu Kronos’a bir tırpan vererek Uronosu iğdiş ettirir. Kronos babası Uranos’a ilk tırpanı vurduğunda akan kanlardan üç Eriny ve Meliai denilen dişbudak ağacı Nymphaları doğar.

The Mutiliation of Uranus by Saturn-Giorgio Vasari(1511-1574) and Cristofano Gherardi(1508-1556)

Birinci kuşak olan Uranos’u oğlu Kronos nasıl alt ettiyse, üçüncü kuşak tanrılardan olan Zeus da babası Kronos’u alt eder. Kronos doğan çocuklarından birinin kendini alt edeceğini öğrenince doğar doğmaz yemeye başlar çocuklarını. Rheia doğan çocuklarının yutulmasına üzülür ve altıncı çocuğu olan Zeus doğmak üzereyken Uranos ve Gaia’dan yardım ister. Rheia doğurması için bir mağaraya götürülür ve Zeus doğduktan sonra Gaia, Kronos’a bezlere sarılmış bir taş sunar. Bu oyuna gelen Kronos, yeni doğan oğullarından biri sanarak taşı yutar. Bu sayede gözden uzak büyüyen Zeus güçlenir ve babasına, yuttuğu taşla birlikte öbür kardeşlerini de kusturmasını bilir. Ne var ki bu eylemle krallık henüz elde edilebilmiş değildir.

Yapılan savaş 10 yıl sürer ve bir gün Toprak Ana (Gaia) torunu Zeus’a, Kronos’un bir zamanlar Tartaros’a gönderdiği Kikloplarla yüz kollu canavarları serbest bırakıp onlarda yardım isterse, babasını alt edebileceği kehanetinde bulunur. Bunun üzerine Zeus, gizlice Kronos’un Kiklopları kapattığı yere giderek Kikloplarla Hekatonkheirler’i serbest bıraktıktan sonra onları kutsal yiyecek ve içeceklerle besleyip savaşa sokar. Savaşa giren Kikloplar, Zeus’a saldırı silahı olarak yıldırımı; Hades’e görünmezlik miğferini ve Poseidon’a da üç dişli yabayı verirler. Bu silahlarla Zeus ve kardeşleri ölümsüzlerle ölümlüleri buyruğu altına alır.

Sonra kurtardı babasının kardeşlerini,

Ki Uranos zincire vurmuştu çılgınca,

Bu iyiliğini unutmadılar onlar Zeus’un:

Verdiler ona gök gürültüsünü

Kavurucu yıldırım ve şimşekle birlikte;

Onları Toprak Ana saklıyordu bağrında,

O günden sonra Zeus’un eline geçtiler

Ve onlarla buyruğu altına aldı Zeus

Bütün ölümlüleri ve ölümsüzleri.

 Anlatılarda bu üç Kiklop(Brontes, Steropes ve Arges), demircilik zanaatıyla uğraşan ve tanrılar için zırhlar, silahlar üreten Hephaisthos(Vulcanus)’un yardımcıları olarak da geçer. Titanların savaşında Zeus, Hades ve Poseidon’a yaptıkları gibi diğer tanrılar için de silahlar yaptıkları anlatılır.

Apollon’un kardeşi olan Artemis, aynı kardeşi gibi ok ve yay kuşanmış bir şekilde tasvir edilir. Tanrıçaya bu yay ve oku yapanlar da Kikloplardır. Tanrıça, Hephaistos’un davetiyle Lipara Adası’ndaki Kiklopları ziyaret eder. O sırada Poseidon’un atları için bir yalak yapan devlerden işlerine ara vermelerini ve kendisi için gümüşten yay ve ok yaparlarsa avladığı ilk hayvanı kendilerine getireceğini söyler. Kikloplar da bu isteği yerine getirirler.

Ünlü bir hekim olan Asklepios’un anlatısında da Kikloplar karşımıza çıkar. Apollon’un oğlu olan Asklepios ölü bir insana tekrar hayat vererek Hades’i öfkelendirir.

Asclepius Reviving Hippolytus (Claude Lorrain, 17th century, pen & ink, wash and chalk on paper)

Bunun üzerine Ölüler Tanrısı (Hades) Olympos’a çıkarak Asklepios’u Zeus’a şikayet eder. Öfkelenen Zeus, yıldırımıyla Asklepios’u öldürür. Asklepios’un babası Apollon da intikam almak için Zeus’a yıldırımı vermiş olan Kiklopları öldürür. Savaşçıları öldüğü için öfkeden kuduran Zeus, Apollon’u sonsuza dek Tartaros’a hapsetmeyi düşünür ancak Leto’nun yalvarmalarına dayanamayarak cezayı bir yıllık ağır işçiliğe indirir.

Odysseus ve Kiklop Polyphemos

Bir diğer Kiklop türü de Homeros’un Odysseia’sında geçen aralarında Polyphemos’un da bulunduğu Kikloplardır. Bu anlatıda Kikloplar kanunları tanımayan, insan yiyen devler olarak da tasvir edilirler. Kiklopların kralı olan Polyphemus ile Odysseus arasında geçen hikaye kısaca şu şekildedir:

Odysseus ve adamları, merak ederek gittikleri Polyphemus’un mağarasında kapana kısılırlar. Sonunda Odysseus her gün gelip adamlarından ikisini yiyen Polyphemus’a şarap ikram eder.

Şarabı çok seven Polyphemus, Odysseus’a adını sorduğunda ise ben Hiç Kimse, beni böyle çağırırlar cevabını alır. Şarabın etkisiyle dev sonunda kendini kaybeder ve uyumaya başlar. Odysseus ve adamları ise hazırladıkları sivri bir dalı devin gözüne saplarlar.

The Blinding of Polyphemus – Alessandro Allori (1580)

Büyük bir acıyla kıvranan Polyphemus komşusu olan diğer Kiklopları çağırır. Mağaranın girişine toplanan Kikloplar, ne olduğunu sorduklarında Polyphemus, Hiç Kimse’nin saldırdığını anlatır. Devler ise bu cevabı çok umursamayıp geri dönerler. Göremeyen Polyphemus mağaranın girişindeki kayayı açıp dışarı çıkar ve elleriyle dışarı çıkanları yoklamaya başlar. Odyyseus ve adamları ise içerideki Polyphemus’un sürülerinin altına saklanarak mağaradan çıkmayı başarırlar.

Ulysses Escaping from Polyphemus the Cyclops by I.G. Walker

Homeros’un Odysseia’sında Kiklop Polyphemus’un babası Poseidon olarak geçer. Polyphemus kaçan Odysseus’un arkasından babası Poseidon’a yakarır. Odysseus’un gemisine doğru büyük kayalar fırlatsa da kaçmasına mani olamaz.

The Cyclops Polyphemus tosses rocks at the fleeing Odysseus and his crew – Louis Frédéric Schützenberger

Duvarcı Kikloplar

Argolis Kralı Abas’ın ölümünden sonra ikiz erkek çocukları Akrisios ile Proitos arasında bir savaş yapılır. Savaşta iki kardeşten hiçbiri diğerine karşı üstünlük sağlayamaz. Bunun üzerine ülkenin kardeşler arasında iki parçaya bölünmesine karar verilir.

Bu savaşta “Gasterokheirler” adı verilen Kikloplar da yer almışlardır. Sayıları yedi olan ve geçimlerini duvarcılıkla sağlayan bu devler, Proitos ile beraber Lykia’dan Tiryns’e gelmişler ve şehrin duvarlarını sağlamlaştırmak için burada çalışmışlardır. Bir katır sürüsünün en küçüğünü bile taşıyamadığı devasa kayalarla örülen duvarlar düşmanlarına karşı adete meydan okur niteliktedir.

     Yararlanılan Kaynaklar

  • Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
  • Azra Erhat – Hesiodos Eseri ve Kaynakları
  • Arthur Cotterell, Rachel Storm-Dünya Mitoloji Ansiklopedisi
  • Robert Graves – Yunan Mitleri
  • Homeros – Odysseia (Can Yayınları)
Click to rate this post!
[Total: 13 Average: 3.7]

About the author

Okur Yazarım

1 Comment

  • Görsel ve sunum güzel ama çevirirken can alıcı bir hata yapılmış. Odysseus kendisini Polyphemus’a tanıtırken ‘Hiç kimse’ olarak tanıtır aslında Yunanca bir söz oyunu yapılarak kiklopun gözü kör edildikten sonra arkadaşlarını çağırması engellenmiştir. Arkadaşları gözünü kimin kör ettiği sorulduğunda ‘hiç kimse ‘cevabını verecektir. Destanın Türkçe uyarlaması Dede Korku’tun Tepegöz’ünde pek çok tema benzerken Yunanca’ya özgü bu söz oyunu yoktur.

Leave a Comment